Yalıtımın Yakıt Tüketimine Etkisi Nedir?

Kaçınılmaz bir gerçek var: Ses yalıtımındaki azalma hem maliyet, hem de ağırlık tasarrufu sağlıyor

Geçenlerde iş arkadaşlarımdan birine Autocar’ın uzun dönem test parkında yer alan Volvo XC90’ı ödünç verdim. Bu otomobil gerçekten başarılı. Öyle ki, Volvo’yu Yılın Otomobili aday listesindeki en kuvvetli adaylardan biri olarak hatırlayacağım. İçi geniş, kabini şık, sürüşü keyifli… Her neyse, otomobilin incelemelerini zaten okumuştunuz. Uzun lafın kısası, XC90 problemleri olan bir otomobil değil. İş arkadaşım giderken ona el salladım ve XC’yi benim kadar seveceğini düşündüm. Birkaç saat sonra telefonuma cevap verdiğimde, kendisi şunları söyledi: ‘Yol gürültüsü biraz fazla mı, yoksa bana mı öyle geliyor?’ Yaklaşık bir aydır Volvo ile birlikte yaşıyorum ve ister istemez otomobili benimsedim ve sahiplendim. Bu yüzden ilk cevabım ‘hayır, ne ilgisi var?’ oldu. Ardından gerçeği kabullendim ve ‘evet,’ dedim. ‘Yol gürültüsü var.’ Şikayet edilecek kadar ciddi bir gürültüden söz etmiyoruz ama Volvo’nun kabininde bazı rakiplere kıyasla daha fazla ses var. Başlangıçta gürültünün belirli bir oranda otomobilin yeni olmasından kaynaklandığını düşünsem de, ardından Volvo’nun bu konuda yalnız olmadığını düşündüm. Çünkü yol gürültüsü yeni bir otomotiv fenomeni… Modern şasiler inanılmaz derecede rijitler ve çok iyi yol tutuyorlar. Bu durum güvenliğimiz için olumlu olsa da, mimarideki bu sıkı karakter gürültü için o kadar da iyi bir durum değil. Çoğu zaman süper sıkı bir alüminyum mimaride yahut kompozit malzemelerle hazırlanmış bir gövdede su sorunu hatırlarım ki aynı durum kompozit bisiklet kadrolarında da yaşanır. Ya da masaları ve zemini sert olan restoranlarda… Dolayısıyla yumuşak ve esnek bir şasiyi restoranın zeminindeki halı ve masanın üzerindeki örtü gibi düşünebilirsiniz. Kaçınılmaz bir gerçek var: Ses yalıtımındaki azalma hem maliyet, hem de ağırlık tasarrufu sağlıyor. XC90’ı verdikten sonra, yol gürültüsünden muzdarip olan bir başka otomobile, Opel Astra’ya bindim. Tamam, biraz gürültü var ama Opel sadece 1350 kg ağırlığında ki bu veri bir aile otomobili için harika. Volvo’ya döndüğümüzde ise 2076 kg’lik bir ağırlık buluyoruz. Evet, bu çok fazla olsa da otomobilin premium bir SUV olduğunu unutmayın. Çok kısa bir süre öncesine kadar V10 motorlu Audi RS6’nın ağırlığı 2100 kg sınırını aşıyordu. Fakat Audi’nin epey sessiz olduğunu hatırlatırım. Bu yol gürültüsü problemi önümüzdeki dönemde yakamızı bırakacak gibi görünmüyor çünkü geçtiğimiz aylarda butik İngiliz otomobili üreticileri 2030’da lüks bir otomobilin 1375 kg, minik bir şehir otomobilinin ise 550 kg sınırını aşmayacağını öngörüyor. Otomobillerin daha hafif olması sayesinde elde ettiğimiz faydalar saymakla bitmez. Yine de gelecekteki otomobilinize binmeden önce kulak tıkaçlarınızı taksanız iyi edersiniz.

Matt Prior

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir