Honda’nın hızlı hatchback’i pistte iyi iş çıkarıyor. Peki Civic Type R çok yönlülük açısından ne durumda?
onda daha önce bu sayfalarda gördüğünüze benzer bir Civic Type R üretmediğini iddia ediyor. Beşinci nesline erişen ve bu yılın başlarında tanıtılan otomobilin temelinde ise onuncu nesil Civic’in mimarisi yer alıyor.
Japonya’da satışa sunulan orijinal NSX Type R’ın 25.yaş günü otomotiv dünyasında kırmızı logolu, önden çekişli ve çok heyecanlı bir hatchback armağan etti. Bir önceki gövde Type R’ın yollara çıkışı üzerinden çok uzun zaman geçmedi ki, Japon üretici önden çekişli sporcusunu benzer bir motor kullanarak yeniledi. Kağıt üzerinde bakınca, otomobil çok da değişmiş gibi görünmüyor fakat detaylara eğildiğinizde iki Type R neslinin fazlasıyla farklı olduğunu anlıyorsunuz. Yeni bir şasi, yeni süspansiyonlar, geliştirilen direksiyon teknolojisi, elden geçirilen iç mekan ve geliştirilen şanzıman… Bu değişimler bir gövde değişimi için yeterlidir diye düşünüyoruz.
Seleflerinin aksine gerçek anlamda global bir model olan yeni Civic Type R mevcut modelden uyarlanmak yerine, sıfırdan spor otomobil olarak geliştirilmiş. Bu bakımdan yeni modelin büsbütün olarak ele alınmış ilk Type R olduğu iddia edilebilir. En azından kağıt üzerinde bakınca GTI, RS, vRS ve N gibi uzantılara sahip rakiplerin eskisi kadar rahat etmeyeceği kesin.
Sayfalarımızdaki ateşli hacthback dergimize daha önce iki kez konuk olmuştu. İlki Nisan ayında kırılan Nürburgring önden çekişliler rekoru için, ikincisi ise ulaşılabilir sürücü otomobillerini derlediğimiz konumuzun kazananlarından biri olduğu için… Type R fiyat ve performans açısından incelendiğinde Golf R, Focus RS ve RS3 Sportback gibi rakiplerini geride bırakmayı başarmıştı. Şimdi geldik en zorlu teste: Autocar yol testi ekipmanları hazır, Type R hazır.
Bakalım bu yılın en dikkat çekici performans otomobillerinden birisi olan Type R, etkisini uzun yıllar yitirmeyecek bir sporcuya dönüşebilmiş mi?
Yeni Civic Type R’ın sahip olduğu hemen her avantajın kaynağında Honda’nın yeni global kompakt mimarisinin payı var. Teknik veriler paylaşılmasa da, yeni mimari sayesinde ağırlık merkezinin alçaltıldığını ve rijiditenin artırıldığını biliyoruz. Ayrıca yeni mimarinin getirilerinden bir diğeri olan uzatılmış iz genişliğini çıplak gözle dahi fark etmek mümkün. Yeni Type R’ın arka iz genişliği yerini aldığı modelden tam 65 mm daha uzun. Ön kısma baktığınızda iz genişliğinde 6 mm’lik bir daralma görülse de yeni otomobilin 245 tabanlı 20 inçlik tekerleklerle donatıldığını unutmayın. Yani ölçümü merkezden değil de, lastiklerin dış taraflarından yaparsanız yeni modelin iz genişliğinde kayda değer bir artış bulabilirsiniz. Ayrıca otomobilin 2 kg hafiflemesi ciddi bir veri gibi görünmese de, yeni gövdenin tam 15 cm uzadığını unutmamalı.
Kağıt üstündeki bilgilerin iyi hissettirdiği bir başka alan süspansiyon sistemi. Ön tekerlekleri ‘dual axis’ MacPherson mimari tarafından kontrol edilen Type R’ın bu parçaları özel bir alüminyumdan imal ediliyor.
Arka kısımda ise torsiyon çubuğundan çoklu bağlantıya geçildiğini bilmelisiniz. Bu önemli değişiklik gövde kontrolü ve ince ayar gibi konularda önemli bir avantaj sağlıyor olmalı. Tıpkı ön kısımda olduğu gibi, arkadaki süspansiyon elementlerinin de standart Civic’le ortak olmadığını ekleyelim. Fakat en önemli yenilik otomobilin dört köşesindeki adaptif süspansiyon sistemi olmalı. Zira yeni Type R’a Comfort modu armağan eden bu sistem, Sport’la devam edip +R’da en keskin halini alıyor ve aracın yetenek bandını genişletiyor.
2.0 litre hacmindeki single-scroll turbo beslemeli motorun bir önceki gövdeyi yürüten motordan çok da farklı olmadığı belirtiliyor fakat akışı güçlendirilmiş yeni egzoz sistemi sayesinde, ısınma ve düzensiz çalışma gibi risklere girmeksizin, 10 bg’lik güç artışı sağlanmış. Ayrıca, altı ileri manuel şanzımanın son dişli oranını %7 kısaltan mühendislik ekibi, buna bir de yeni tek ağırlıklı volanı ekleyerek eskisinden çok daha tepkili ve canlı bir hızlanma karakteri sağladıkları iddiasında.
Yeni Civic Type R’ın ön koltukları bu zamana kadar bir Type R’da kullanılmış en hafif koltuk seti olma özelliğine sahip. Kırmızı alkantara kaplama geleneği yaşatsa da, koltukların göründüklerinden daha az etkileyici bir performansa sahip olduğunu söyleyebiliriz. Alt vücut desteği bakımından sorun yaşamadık fakat üst vücut ve omuzlar için daha başarılı bir destek beklerdik.
Yine de koltukların hakkını yememek lazım çünkü bir önceki gövdeye kıyasla, oturma pozisyonu kayda değer miktarda alçalmış ki bunda yakıt deposunun arka koltukların altına taşınmasının payı büyük. Ayrıca oturma pozisyonu sürücüyü bütün temel kontrollerin merkezine koyması bakımından başarılı. Type R’ın bu yanıyla sınıfın en iyilerinden biri olduğunu söyleyebiliriz.
Direksiyondaki kırmızı detaylar ve kabinin genelindeki kırmızı-siyah ortam bir Type R’a oturduğunuzu yüksek sesle ifade ediyor. Yine de güzelce işlenmiş küre formlu alüminyum vites topuzunun ifade ettiği kadar yüksek sesle değil… Elinizin sıcaklığını yapısal serinliğiyle birleştiren bu parça sahiden özel bir detay… Dijital gösterge panelinin tasarımı seçtiğiniz sürüş moduna göre değişim gösteriyor.
En sportif mod olan +R’a geçiş yaptığınızda ise konsoldaki bazı aydınlatmalar kızarıyor, devir saati büyüyor ve en iyi vites değişim zamanını takip etmenizi kolaylaştıran bir gösterge beliriyor. Ateşli hatchback neslinin sürüş ortamı konusundaki ilerleyişi düşünüldüğünde, bu tarz detayların otomobile keyifli bir fonksiyonellik kattığını söyleyebiliriz.
Keyifli bir fonksiyonellik demişken, evet Civic Type R bu konuda çok başarılı fakat iç mekandaki kalite algısı konusunda Honda’nın kat etmesi gereken uzun bir yol olduğunu düşünüyoruz. Bir önceki nesle kıyasla ilerleme kaydedildiği ortada fakat iç mekan bir Golf R’dan çok uzak. Hatta bir Seat Leon Cupra’dan ve bir Peugeot 308 GTI’dan bile… Bazı noktalardaki deri ve yapay süet kaplamalar elbette güzel detaylar fakat kabinin bütününde tastamam bir premium hava sezmek imkansız. Öte yandan, Type R’ın bu haliyle ilgiyi teknik tarafa kaydırdığı da bir gerçek. Ancak bu seviyede bir sporcunun kabiniyle biraz daha pahalı hissettirmesi gerekirdi.
İç mekanın, standart Civic’te olduğu gibi, birçok ailenin ihtiyaçlarını karşılamak için yeterli olacağını düşünüyoruz. Ayrıca bagajın genel yapısı da oldukça kullanışlı.
Burada gördüğünüz Civic Type R, geleneksel VTEC atmosferik motor yerine dört silindirli turbo beslemeli motor ile yürüyen ikinci nesil Civic Type R olma unvanını taşıyor. Otomobilin 2500-4500 d/d arasında aktif kalan 400 Nm’lik maksimum torku bir önceki gövde ile aynı iken, 6500 d/d’de ortaya çıkan 320bg’lik maksimum güç ise 10 bg artırılmış.
Turbo besleme teknolojisinin motor karakterini zayıflattığını düşünenlerdenseniz sizi bekleyen güzel bir sürprizimiz var. Honda mühendisleri yeni Type R’ın motorundaki silindir çapını, stroktan daha uzun tasarlayarak (over-square silindir tasarımı) söz konusu güç ünitesinin 7200 d/d’ye kadar iştahla devirlenebilir olmasını sağlamış.
Şirketin iddiasına göre, VTEC teknolojisi egzoz supaplarının açılma açısını değiştirerek turbo gecikmesine önemli ölçüde engel oluyormuş. Gerçek hayatta ise otomobilin bir turbo besleme düzeneğine sahip olduğunu rahatlıkla hissedebiliyorsunuz. Gazı hafifçe gevşetseniz dahi, aşırı besleme sisteminin nefes almak için kısa bir duraksamaya ihtiyacı oluyor. Altı ileri manuel şanzımanın vites geçiş kalitesi Caterham seviyesine yakın olduğundan, motorla ilgili küçük gecikmeleri fazla önemsemiyorsunuz ki bunda motorun yüksek devir çevirmekten gocunmaması da pay sahibi. Zira üst devirlerde Type R’ın heyecan veren bir enerji ve keskinlikle yürüdüğünü bilmelisiniz.
Yüksek güçlü ve önden çekişli hemen her ateşli hatchback’te olduğu gibi, Type R’ın gücünü idare etmek incelik gerektiriyor. Ayağınız debriyajdayken motor maksimum 3500 d/d çeviriyor ve sonraki üç vites boyunca patinaja kalabiliyorsunuz. Biraz deneme yanılmadan sonra kuru zeminde 5.7 saniyelik 0-100 km/s zamanı kaydetmeyi başardık. Bunun iyi bir veri olduğu ortada ama otomobilin sahip olduklarını aktarmakta zorlanma durumu, bu veriye ciddi biçimde yansıyor. O halde başka verilerden söz edelim: Mesela 0-160 km/s zamanı sadece 12.5 saniye. 120-150 km/s aralığını ise 3.6 saniyede geçebiliyorsunuz. Dolayısıyla yeni Type R’ın hızlı bir ateşli hatchback olduğu kadar, ciddi bir spor otomobil olduğu da iddia edilebilir.
Honda yeni mimarisinin keskin köşelerini gündelik kullanım kolaylığı için yumuşattığını iddia etse de, Civic Type R pistlerde yaratılmış genlerini ön plana çıkarmaktan geri durmuyor. Direksiyon biraz ağır fakat şehir sürüşlerinde çok az bir açı ile otomobili yönlendirebiliyorsunuz. Süspansiyon sistemi ise, en yumuşak sürüş modunda dahi, bazı zeminlerde konfordan uzak bir sertlik yaratabiliyor. Sadece bu detay bile, tek başına, bazı sürücülerin karar verme sürecini olumsuz etkileyebilir.
Neyse ki biz o sürücülerden değiliz çünkü şehir içinde konfordan biraz ödün vermek karşılığında, virajlı dağ yollarında muazzam bir yol tutuş karakteri bulmak işimize gelir. Sport moduna (+R modunu sadece pistte kullanmanızı öneririz) geçiş yaptığınızda Type R kollarını sıvıyor ve yüksek hızlarda yol ile müthiş bir iletişim kurmaya başlıyor. Zaman zaman zemin pürüzleri kabinde vuruntulara dönüşse de, otomobilin her bir tekerleği hesap kitap yaparak döndüğünü hissettiriyor.
Evet, süspansiyon sistemi bozuk zeminli dağ yolları için fazla sert kalabiliyor ki böyle durumlarda otomobilin harika ayarlanmış direksiyon sistemi ve inatçı ön aks karakteri dahi günü kurtaramıyor. Comfort moduna geçiş yapıp konuyu yumuşaklıkla çözmeye çalıştığınızda ise 1400 kg’lik gövdenin varlığını hatırlıyorsunuz. Anlayacağınız Comfort ve Sport arasında kalan tatlı bir alan var. Umarız makyajda bu küçük detay halledilir. Ağır frenaj koşullarında bile soğukkanlılığından ödün vermeyen şasinin dengesini korumak zor olmazken, ağırlık merkezindeki alçalış sert virajlarda çoğu zaman hissediliyor. Evet, Type R minik bir otomobil sayılmaz ama bu yönüyle daima güven vermeyi ve derli toplu davranmayı biliyor. Ayrıca aracın karakterindeki keskinlik, öndeki sınırlı kaydırmalı diferansiyelin keskinliğiyle tamamlanıyor ve otomobil her girdinizden en iyiyi çıkarmaya çalışıyor. Öte yandan, çekiş kontrolü kapatıldığında, gücü kullanmak konusunda dikkatsiz davranırsanız önden kayabileceğinizi de ekleyelim.
Honda Type R nesli her zaman fiyat/performans oranı konusunda iddialı bir değer sunmasıyla ön planda olmuştur ki yeni Civic Type R bu konuda bir istisna sayılmaz. Uzun lafın kısası, kimse aynı paraya 320 bg’den ve bu performanstan fazlasını sunmuyor. Evet, Ford’un biraz daha yüksek bir ücret karşılığında çok daha fazla beygir gücü sunduğunu biliyoruz ancak 100 km/s’nin üzerindeki süratlerde Type R’ın Focus RS’ten daha hızlı olduğunu ölçme şansımız oldu.
Değerini muhafaza etmek konusunda sahibini üzmekten yana olmayan Honda Civic Type R’ın İngiltere’deki standart donanımlar listesi gayet kabul edilebilir: 10 inçlik alaşım jantlar, adaptif süspansiyonlar, LED farlar ve geri görüş kamerası gibi… Opsiyonel donanımlar listesi ise bunlarla yetinmeyecek sürücülerin yardımcısı olacaktır.
Arka aksına güç göndermiyor olmasına ve 300 bg’den fazlasını barındırmasına karşın FK8 kodlu güncel Civic Type R’ın oldukça ciddi bir performans makinesi olduğu söylenebilir. Tamam, bazı kullanıcılar dört tekerlekten çekiş konusunda ısrarcı olabilir ki kendilerinin tercih edebileceği RS ve R uzantılı modeller yok değil.
Otomobilin en önemli önceliğinin sürüş keyfi olmasını isteyen müşteriler ona bayılacaktır. Kendinden ödün vermemesine karşın, taşıdığı motorun hakkını sonuna kadar vermeye gayret eden ve kırmızı çizginin zorlanmasını ödüllendiren şasisi, Type R’ın en güçlü silahı… Buna bir de mantıklı fiyat etiketini eklediğinizde, otomobilin sürüş keyfinden başka hiçbir şeyi umursamadığını bir kez daha anlıyorsunuz.
Pist odaklılığını biraz daha azaltır ve kabin ambiyansı ile süspansiyon konforuna biraz daha dikkat ederse satış rekorları kırabilir. Öte yandan bizler ona bu haliyle bile bayıldık ve şu an paranın satın alabileceği en heyecan verici şeylerden birinin Civic Type R olduğunu düşünüyoruz.
SEVDİK
-Muhteşem tutunma karakteri
-Karakterli turbo motor
-Beklediğimizden daha ciddi genel performans
SEVMEDİK
–İkinci sınıf bilgi-eğlence sistemi
-Herkese hitap etmeyen gövde kiti
-Süspansiyonların bazı zeminler için fazla sert olması
0 comments