Mercedes Benz’in en ekonomik iki kapılı spor otomobili kendisinden beklenen etkiyi yaratabilmiş mi?
Mercedes Benz’in güncel sedan modellerinin birbirine benzediğine itiraz edebilir misiniz? Gerçekten bu konuyla ilgili görüşlerinizi merak ediyorum, lütfen bize yazın. C Sınıfı’na gelelim… Genelde S Sınıfı’ndan yakın bir süre sonra çıkan C sınıfı hep ağabeyinin izlerini taşıyordu. Yeni jenerasyonda da gelenek bozulmadı ve ilk çıktığında pek çok kişi aradaki devasa boyut farklarına rağmen iki modeli karıştırıyordu. Coupe karoserli model ise bu benzerliğin zirveye çıktığı nokta oldu.Bunu zaten otomobilin ilk fotoğraflarını gördüğümde düşünmüştüm fakat o kadar da değildir demekten kendimi alamadım. Otomobili teslim almaya gittiğimde otoparkta mat gri renkli bir otomobil duruyordu. Uzaktan “Bu mu ya? Yok değildir herhalde” diye sesli sesli söylendim. Ancak aramızdaki mesafe 30-35 metre kadar azalınca onu C Coupe olduğundan emin olabildim. Otomobil, özellikle AMG paketiyle ağabeyine çok benziyor.
Ağabeyi veya ablası olanlar bu hissi iyi bilirler. Önünüzde imrenerek baktığınız, evin büyük çocuğu olmaktan bir birey haline nasıl geldiklerini saniye saniye takip ettiğiniz, başarılarından örnek, hatalarından ders aldığınız aile bireyleridir onlar. Durum böyle olunca özenmek de kaçınılmaz oluyor. Bu örneği verdim, çünkü genel algı bu otomobilin “Çakma S Coupe” olduğu yönünde. Bu algı son derece yanlış çünkü ikisi de aynı markanın otomobilleri. Aynı amaca hizmet ediyorlar ve aralarındaki bağ taklit değil, başarılı olanın tekrarlanması.
Tasarımı bir kenara bırakırsak bu başarının taklit edilmeyerek farklı yollarla riske atıldığı tek nokta motoru. Bu risk aslında biraz da gerekli; çünkü C sınıfı ürün gamının en küçük iki kapılısı. Bu yüzden ailenin en küçük benzinli motoru olan 1.6 litrelik turbo motor başlangıç seviyesinde görev yapıyor. Yine bu sayede 156 bg güç üreten motor, gücünü altı ileri manuel şanzımanla yere aktarıyor. Fakat test otomobilimizde yedi ileri otomatik şanzıman vardı ve Mercedes’in manuel vites kutusunu beğenmeyen biri olarak benim de tercihim bu yönde olurdu. Şanzımanın daha kısa tutulan ilk iki oranı sayesinde C180 beklentinizin üzerinde kalkış yapıyor. Fakat alt devirlerde etkili olan 250 Nm’lik tork gittikçe etkisini kaybediyor. Yine de şehir içi için yeterli performansa sahip olduğu rahatlıkla söylenebilir.
Performansı geri plana attığımda bu motoru beğenmeye başladım. Nedeni ekonomik olmasını istediğinizde bunu başarabiliyor olması oldu. Şehir içi fabrika verisi olan 7.4 lt/100km 1.6 turbo bir otomobil için biraz yüksek gelebilir. Ama kontrol altında tutarsanız bu rakamı 9 lt/100km altında tutmanız oldukça kolay. Karma tüketime bakılacak olursa 5.9 litrelik bu veri 7 litre dolaylarında kalıyor.
Yol tutuş olarak konfor odaklı bir coupe olduğu için beklentiyi yüksek tutmamak gerekiyor. Hal böyle olunca beklentinizi karşılayan dengeli ve konforlu bir otomobil karşınıza çıkıyor. Virajlara hızlı girerseniz elbette kayma yaşıyorsunuz ama elektronikler harcamanız gereken çabayı sizin için minimuma indiriyor. Unutmadan belirtmem gerekir bunları yazmama sebep olan otomobilin üzerinde kış lastikleri vardı. Güzel bir dört mevsim veya performans lastiğiyle C180’in beklentilerin çok daha üstüne çıkacağını söyleyebilirim.
Otomobilin boyutlarına baktığınızda kompakt olmadığını fark ediyorsunuz. Mat renk ışığı yansıtmadan içine hapsettiği için size öyleymiş gibi gösteriyor olabilir fakat durum tam tersi. Özellikle açık metalik renklerini gördüğünüzde durumu fark edeceksinizdir. 2+2 oturma şekline sahip otomobilin kabini standart C Sınıfı’na göre biraz daha basık. Kimileri için bu klostrofobik şeklinde yorumlanabilir ama benim kanaatim sportiflik hissini pekiştirdiği şeklinde oldu. Eğer farklı bir konsol tasarımı olsaydı benim de hislerim klostrofobik yönüne doğru ilerleyebilirdi. Yine de direksiyonu başındayken sorun yaşamadım. Arka koltuklarda durum biraz olumsuz olabiliyor. Otomobilin alçalan tavanı oturma düzeninden dolayı kısıtlanan diz mesafesiyle birleşince uzun boylu yolcuların uzun yolculuklarda huzuru kaçabilir. Amam yüksek omuz çizgisine rağmen camlar ferahlık konusunda bir nebze de olsa olumlu etki yaratıyor. İniş ve binişler esnasında elektrikli hareket eden koltuklar mekanik sisteme göre biraz daha ağır çalışıyor ve bu hareket etmeye mani oluyor. Ön yolcuların emniyet kemerine ulaşmasını kolaylaştıran kemer getirme düzeneğinin opsiyon listesinde olmasıysa biraz garip geldi. Opsiyon listesinde bana göre olmazsa olmaz olanlar 590 W’lık Burmester ses sistemi, sunroof ve akıllı LED farlar.
C180 gerek fiyat ve gerek motor hacmi olarak S500’ün yaklaşık dörtte biri, yani ekonomik bir Coupe. Tabi sadece S Sınıfı’na göre. C Coupe’nin baz model fiyatı 162.100 TL’den başlıyor. Ancak bu fiyata alacağınız otomobil test otomobilimizin AMG gövde kiti, Burmester ses sitemi, mat rengi, eyer kahverengisi deri döşemeleri, akıllı LED farları gibi donanımlarından yoksun. Bu donanımları satın almak istediğinizde fiyat bir hayli (yaklaşık 60.000 TL kadar) yükseliyor ve akıllara “1.6 litrelik bir otomobile bu kadar para vermek mantıklı mı?” sorusu geliyor.
Cevabı siz verin; eğer aradığınız performans ise bence farklı alternatiflere yönelebilirsiniz. Ama eğer istediğiniz uygun fiyata konforlu bir sürüşe ve iyi bir imaja sahip olmaksa C180 Coupe’nin biçilmiş kaftan olduğunu söylemeliyim.
YAZI: SARPER SABUNCU
FOTOĞRAF: GÜRKAN ÇAĞLAR
0 comments