Fomula 1 izleyicisi bilir; eski zamanlarda bu sporun takibi çok daha keyifliydi. Rekabet, hız ve heyecan üst limitlerdeydi. Aslına bakarsanız hâlâ hız anlamında Formula 1’e yakın başka bir branş yok. Ancak sporun giderek kan kaybettiği de su götürmez bir gerçek. Özellikle son beş yılda spor izlenilmez hale geldi. Neden? Çünkü bir takım sezona iyi başlıyor ve koca bir yılı domine ediyor. Diğer takımlar ise arka sıralarda toz yutuyor, geliştirmeler yapmakla boğuşuyor. WRC’ye gelecek olursak, yarışlara ne yazık ki ev sahipliği yapamıyoruz. Elbette ev sahipli yaptığımız farklı yarışlar var ancak dağ tepe tırmanıp yarış izlemek bir hayli zahmetli. Tırmansanız bile yarış boyu görüp görebileceğiniz tek şey karşınızdan ışık hızında geçen araçlar ve arkasından gelen toz – toprak! Bu zahmetler ralli izleyicisi olmanın ruhunda var ama bu ruhu taşıyanların sayısı giderek azalıyor. Ayrıca büyük bütçeler gerektiren bir spor olduğu için de markalar ve sponsorlar lojistik anlamda çok ciddi paralar harcamak durumunda kalıyor. İşte tam da bu sırada sponsorlar ve motor sporları severler bambaşka bir alternatife yöneliyor. O da, Rallikros. Geçtiğimiz yıl ilk kez onları Intercity İstanbul Park’ta konuk ettik. Oldukça da keyif aldık. Bizim için Rallikros’u bir adım öne taşıyan çok önemli bir neden vardı. O da bir Türk pilotun Rallikros’da mücadele ediyor olmasıydı. Yiğit Timur Tok Sport adına ülkemizi RX Lites kategorisinde temsil etti ve başarılı bir sezona imza attı. Hatta Fatih Kara’nın da ona katılmasıyla tadına doyum olmaz bir yarış izlettiler bizlere. Sezon bitti ama Rallikros fırtınası kaldığı yerden devam edecek. Rallikros’un; WRC’nin, hatta Formula 1’in tahtını sallayacağı konuşuluyor. Bu fikir bir bakıma doğru. Çünkü izleyici hiç olmadığı kadar dahil Rallikros’a. Tüm yarış gözlerinin önünde gerçekleşiyor ve araçların birbirine teması yasak değil. Adrenalini seven bir izleyici daha ne ister ki? Rallikros bu kadar keyifliyken ve bizim de hali hazırda bu sporda yarışan bir pilotumuz varken, ondan tüyolar almak şart dedik ve sezon öncesi Yiğit Timur ile bir araya geldik…
Pilot gözünden Rallikros’u bize anlatır mısın?
Öncelikle yüksek konsantrasyon gerektiren bir spor. Pilotlar pistleri ezbere bildiği için gidilen tempo en üst limitte oluyor ve üst sıralarda bitirmek için bu limitte yarış boyu kalabilmek gerekiyor. Tabi ki çoklu kalkış ve yarış formatı benim alışık olduğum yarış formatı olan ralliden çok daha farklı ama ben yarışırken çok keyif alıyorum. Önünüzdeki ve arkanızdaki araçlara göre hızlı bir şekilde stratejinizi belirlemeniz veya değiştirmeniz gerekebiliyor. Normalde kullandığınız yarış çizginiz bile arkanızdaki otomobilin yakınlığına göre değişiyor. Doğru anda defans, doğru anda atak yapabilmek işin en önemli noktası. Yarışlar dörder turluk heat’lerden oluştuğu için önünüzdeki aracı geçebilecek aralığı görürseniz tereddüt etmeden karar vermeniz gerekiyor. Eğer bu şansı kaçırırsanız yarış boyunca bir daha böyle fırsatlar elinize geçmeyebiliyor.
Geçtiğimiz sezon senin açından nasıl geçti? Hedeflediklerini gerçekleştirebildin mi?
Geçtiğimiz sezon Türkiye Ralli Şampiyonası ve World RX’te istediğimiz hedeflere ulaştık. Dünya Rallikros Şampiyonası’nda sezonun son yarışını ikinci olarak götürmemize rağmen yaşadığımız talihsizlikler yüzünden sezonu dördüncü olarak tamamladık. Rakiplerimizin çoğunluğu çok küçük yaşlardan itibaren Avrupa Rallikros Şampiyonası’nda ve İskandinavya Rallikros Şampiyonaları’nda yarışmış derece sahibi pilotlardı. Onları geçebilmeyi beklemiyorduk tabi ki ama sezon sonuna kadar onlara yakınlaşabilmek bizim adımıza başarı sayılabilirdi. Beklediğimizin üzerinde bir performansla başladık sezona. Genel klasman dördüncülüğü, ilk sezonumuz için gayet tatmin edici ve gelece dair ümit verici bir sonuç.
Rallikros’un popülerliği hakkında ne düşünüyorsun? Formula 1 ve WRC’yi gölgede bırakabilir mi?
Rallikros, motor sporlarının parlayan yıldızı. World RX ilk senesinde çok büyük bir fan kitlesine ulaştı ve bu da geleceğe dair bize ipucu veriyor. Bir yarış biterken diğer kategori gridde yerini alıyor ve böylece seyirci sıkılmadan üst üste aralıksız yarış izleme fırsatı bulabiliyor. Ralli de iki dakikada sadece bir otomobil geçiyor. Onu da seyirci en iyi ihtimalle 10 saniye görebiliyor. Formula 1’de ise tek bir noktadan yarışı izleyebiliyorsunuz ve orası bir virajsa heyecan verici bir sollamaya tanık olamıyor, tabiri caizse izleyici olarak yarışa doyamıyorsunuz. Rallikros’da tek bir noktadan bütün pisti görebiliyorsunuz. Aynı zamanda Rallikros’da çarpma, yanlama, zıplama ve sollama gibi farklı olaylara da tanık oluyorsunuz. Yani seyircinin bir motorsporları branşından beklediği her şey mevcut. Bu dinamiklere sahip olması Rallikros’u kısa zamanda WRC ve Formula 1’in üstüne taşıyacaktır diye düşünüyorum.
Gelecek yıl için planların neler? Seni hangi kategoride izleyeceğiz?
Dünya şampiyonalarına ve Rallikros yarışlarına katılabilmek için sponsorluk çalışmalarımız devam ediyor. Eğer yeterli imkânı bulursak seneye Dünya Gençler Ralli Şampiyonası ve Dünya Rallikros Şampiyonası Supercar kategorisinde geçen sene edindiğim tecrübeyi de kullanarak ülkemi başarı ile temsil etmek istiyorum.
0 comments