Sürüş İzlenimi: VW Tiguan 1.4 TSI DSG

Son dönemin en çok merak edilen otomobillerinden biri olan Tiguan Türkiye’ye ayak bastı. Tamamen yenilenen otomobil artık daha güçlü bir görünüme sahip. Peki ya geri kalanı?

Otomobil gazetecisi olarak çevremde pek çok kişiden çeşitli sorularla karşılaşıyorum ve hepsine en samimi şekilde cevap vermeye çalışıyorum. “Şu araba nasıl?”, “Şu model ne kadar yakıyor?”, “O model mi bu model mi?”, ya da “Bu fiyata bu alınır mı?” bunlardan bazıları. Fakat uzun zamandır en sık duyduğum sorular Volkswagen Tiguan’la ilgili. Geçtiğimiz yıl “Tiguan yenilenecekmiş doğru mu?” ile başlayan soruları “Yeni Tiguan ne zaman geliyor?” ve “Yeni Tiguan geldi mi?” takip etti ve artık sorulara daha rahat cevap verebilecek olmanın rahatlığını taşıyorum. Hazırsanız en kritik soruyu birlikte cevaplayalım: Yeni Tiguan nasıl olmuş? İlk bakışta bile eskisinden daha iyi olduğu rahatlıkla söylenebilir. Yeni keskin hatlı tasarımı, MQB altyapısı ve kabin tasarımı var. Zaten geriye de yenilenecek fazla bir şey kalmıyor. Ama eski modelin bütün eksiklerini kapatmak için bunların hepsi gerekliydi. Tiguan’ın ilk nesli bana göre yüksek bir Golf Plus’tı. Bunu sadece tasarım öğelerine dayanarak söylemiyorum, altyapıları da büyük ölçüde benzerdi. Hatta iç mekan öğelerinin bazılarının Caddy ve Amarok gibi modellerde de kullanılmış olması da kafalarda soru işaretlerine sebep olmuştu. Kullanışlılık açısından aileler için biçilmiş kaftan olsa da tasarım konusunda biraz ruhsuz kalmış gibiydi. 2012 yılında makyajlanarak biraz daha keskin hatlara kavuştu ve bana göre aslında o an başarılı bir otomobil oldu.

VW mühendisleri tasarım üzerine ne kadar saat harcamışlarsa bütün emeklerinin karşılığını aldıkları konusunda şüphem yok. Passat’la tanıdığımız Volkswagen’in yeni yüzü Tiguan’a kusursuz şekilde uyum sağlamış. Tiguan artık babaların annelerden kaçırmak isteyeceği agresif görünümlü bir crossover SUV haline gelmiş. Detaylardan bahsetmeme gerek görmüyorum çünkü olan biten ortada. Tiguan’ın değişimiyle ilgili yorum sizlere kalmış.

Bu radikal değişim rüzgarı kabinin içine de sızmış. MPV vari görünen ön konsol geçmişe terk edilmiş ve yerini SUV’a yakışan şık bir tasarım almış. Tasarım markanın diğer modellerinde kendini kanıtladığı için üzerinde fazla durmaya gerek görmüyorum. Konsolda eşyalarınız için bolca göz var ve içerideki his ferahlık yönünden sorunsuz. Bunun en büyük sebeplerinden biri de isteyebileceğiniz bütün sürüş pozisyonlarına ayak uydurabiliyor olmanız. Koltuk ve direksiyon ayarları adeta poponuzun yere değebileceği seviyeden başınızın tavana değebileceği seviyeye kadar ayar yapabilmenize olanak tanıyor. İşin güzel yanı arka koltuklardaki yolcular da bu lüksten faydalanabiliyor. Arka koltuklar için de sırtlık ayarı mevcut ve bağımsız olarak ileriye veya geriye ayarlanmaları mümkün. Bu durum sadece yolcuların ihtiyaçlarına göre yaşam alanı sunmaya değil, bagaj kullanımınızı da ihtiyacınıza göre kontrol edebilmenize yarıyor.

Gelelim en merak edilen konuya, yani sürüşüne. Tiguan, büyük ihtimalle bugüne kadar dünyada en çok adı geçen altyapı olan MQB platformu üzerinde yükseliyor. Bu da demek oluyor ki binek otomobil hissi konusunda beklentiler tavan yapabilir. Tiguan ilk jenerasyonundan daha uzun ve daha geniş olsa da daha yere yakın. Yere yakın olmasıyla birlikte süspansiyon yol tutuş konusunda başarılı karakter sunuyor. Buna kuş kadar hafif direksiyon eklenmesi ön tekerlerden bilgilerin önünü epey kesiyor olsa da unutmamak gerekir ki neticede Tiguan bir SUV. Bu yüzden limitleri zorlamak anlamsız. Ama yine de virajlarda kayma konusunda sabırlı ve gövde salınımı çok az. Bu sayede yol tutuş konusunda sınıfındaki hemen hemen bütün otomobillerin önünde olduğunu söyleyebilirim. Sürüş esnasında kabin yol sesinden uzak kalsa da otoban hızlarını biraz aşarsanız rüzgar sesi belirgin şekilde kulaklarınıza ulaşıyor. Motor sesini duymak için ise gaz pedalını zorlamanız gerek.

İki benzinli ve bir turbodizel motor seçeneği bulunan Tiguan’ın biz üst seviye benzinli versiyon olan 150 bg’lik 1.4 TSI motorlusunu kullandık. Bu motor Tiguan için yeni olsa da markanın diğer modellerinden aşina olduğum için herhangi bir farka rastlamadım. Bu motorun en büyük artısı şüphesiz VW’nin ACT ismini verdiği silindir kapatma teknolojisi. Bu sayede Tiguan daha güçsüz 125 bg’lik motor seçeneği kadar ekonomik olabiliyor. Fabrika verisi ortalama 6.1 lt/100km olan otomobilin tüketimi gerçek hayatta 7 ile 8 litre arasında karşımıza çıkıyor. Direksiyonunda daha fazla vakit geçirme imkanım olsaydı şehir içi için de net bir rakam vermem de mümkün olabilirdi. Motorun karakteri düşük yakıt tüketimi için olanak tanıyor olsa da ekonomi konusunda DSG şanzımanın desteğini alıyor olması da önemli.

Tiguan’ı bekleyen pek çok kişi olduğunu yazımın başında belirtmiştim. Otomobil olarak ele aldığımızda neredeyse kusursuz bir otomobil olduğu söylenebilir. Tek problem otomobilin fiyatı olacak. Olacak diyorum çünkü VW yetkili satıcılarında benim bu yazıyı yazdığım zaman için geçerli bir döviz kuru sabitleme kampanyası mevcut. Şu anda Euro kuru 3.25 TL iken kampanya kapsamında 2.86 TL’ye sabitlenmiş. Siz bu yazıyı okurken durumlar ne olur bilemem.

Bir de içeriden bir tehdit gün yüzüne çıktı. Seat Ateca. Zaten Yayın Yönetmenimiz Burak Ertem’in kaleminden Ateca’yı önceki günlerde sitemizde okudunuz.(YAZIYI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN) İki otomobil arasında pek çok kişi ikileme düşecektir ama renkler ve zevkler tartışılmasa da bütçeler de bu tercihte kritik rol oynayacaktır. Merak edenler ve hala kafasında soru işareti olanlar için: Bana Tiguan sorusu soranlardan üçü otomobillerine kavuştular bile. Sizin de Tiguan’la veya herhangi bir otomobille ilgili merak ettiğiniz sorularınız varsa sarper@autocar.com.tr e-posta adresinden bana ulaşabilirsiniz.

YAZI:SARPER SABUNCU