Yol Testi: Volvo XC60

Yepyeni döneminde canlı hamleleriyle ön plana çıkan Volvo, orta sınıf SUV segmentinde yüksekleri hedefliyor

Yakın bir zaman öncesine kadar Volvo’nun dünyadaki genel algısı ‘Kuzeyin yarı premium, komik ve istenmeyen otomobil üreticisi’ idi. 2010 yılında, İsveçli şirketin sahibi olan Ford’un Volvo’yu devretme çalışmaları sonuç verdi ve Çinli Zhejiang Geely Holding Group 1.4 milyar sterlin harcayarak Volvo’nun yeni sahibi olmadı. Devam eden dönemde şirketin yeni motorlar ve platformlar geliştirmesi için daha da büyük paralar harcandı ve tasarımsal anlamda cesur hamleler yapıldı.

Yedi yılda işler nasıl da değişti. Çinli bir şirketin Avrupalı bir otomotiv üreticisini yönetme konusunda sektöre ders verdiği bu örnekte satışlar beş yıl içerisinde %20, karlılık ise %50 artırıldı. Geely’nin stratejik yaklaşımları gerçekten alkışı hak ediyor.

Volvo’nun yardımını alan Geely, Çin’in gerçek anlamda ilk ‘Avrupai’ markası olan Lynk&Co’yu yarattı ve emeklerinin karşılığını bir başka noktada almaya başladı. Volvo için yapılan bunca yatırımın sebebini anlamak hiç de zor değil.

Ve şimdi, Volvo’nun yeni döneminde büyük satış adetlerine ulaşması beklenen ilk otomobiliyle karşı karşıyayız. Bu ayki yol testi konuğumuz ile tanışın: Tamamen yenilenen Volvo XC60. Kompakt bir 4×4 olan 60 serisinde büyük kardeş 90 serisini yürüten motorlar kullanılıyor. Otomobilin genel tasarımı ise 90 serisinin sıcak yıkanıp çekmiş bir versiyonu gibi… Burada gördüğünüz otomobil XC90’ın yenilikçi ve teknolojik tarafını bir alt sınıfın ulaşılabilirliği ile birleştiriyor ve Volvo’nun büyüme hedeflerini bir üst vitese geçirmek üzere hazır bekliyor.

XC60 İngiltere pazarında 190 bg’lik D4 dizel ve 255 bg’lik T5 benzinli turbo motor seçenekleriyle satışa sunuldu. 235 bg’lik D5 dizel ve 407 bg’nin üzerinde güce sahip olan T8 plug-in hibrit ise yolda. Hibrit modelin performanslı SUV dünyasına yeni bir soluk katması bekleniyor. Önden çekiş veya dört tekerlekten çekiş seçenekleri de bulunan XC60’ın klasik Volvo tasarım paketleri de mevcut. Testimizde gördüğünüz otomobil ise dört tekerlekten çekişli bir D4 R-Design.

TASARIM VE MÜHENDİSLİK 

Volvo’nun güncel tasarım dili XC60’a baştan aşağı uygulanmış. Bu yüzden otomobilin hem içeriden, hem de dışarıdan fazlasıyla etkileyici göründüğü söylenebilir.

Volvo’nun SPA isimli modüler mimarisi üzerine kurulan XC60 büyük kardeşiyle birçok ortak tasarım detayına sahip ki ‘Thor çekici’ formundaki ön farlar buna verilebilecek en iyi örnek.

Yine de bir önceki neslinden daha uzun, daha geniş ve daha alçak olan otomobil kendisini büyük kardeşinden bir şekilde ayırt etmeyi başarıyor. Tasarımsal oranları ve ferah iç mekanı ile kendisine has bir çizgiye sahip olan XC60’ın gereksiz ışıltıdan uzak fakat yeterince duygulu kabini sınıfın birçok SUV modelini üzecektir.

Dört tekerlekten çekişli otomobilin ön kısmında çift wishbone, arka kısmında çoklu bağlantılı süspansiyon sistemi kullanılıyor. XC90’da olduğu gibi, burada da arka tarafta enlemesine konumlandırılmış bir çeşit makas sistemi yer alıyor. Sistemin geleneksel yaylara kıyasla daha yumuşak ve daha pürüzsüz bir çalışma karakteri sunduğu iddia ediliyor. 60 mm hareket sağlayan ve opsiyonel olarak sunulan havalı süspansiyonlar ise İngiltere’de 1500 sterlin karşılığında sunuluyor.

SPA platformlu bütün Volvo’ların sahip olduğu hafiflik ve rijidite avantajlarına sahip olan XC60’ın elektromekanik direksiyon sistemi Eco, Comfort, Dynamic, Off-Road ve Individual isimli sürüş modlarında farklı çalışma karakterleri sergiliyor. Bu modların fren pedalı hissiyatını, gaz tepkilerini, süspansiyon ayarını ve var ise havalı süspansiyonların yüksekliğini etkilediğini de belirtelim.

XC60 model ailesindeki bütün otomobiller sekiz ileri otomatik şanzıman ve 2.0 litre hacmindeki dört silindirli motor ile yürüyor. Bu yılın sonlarına doğru seriye katılacak olan T8 plug-in hibrit ilgi çekici bir seçenek olsa da, en yüksek satış hacmini burada gördüğünüz D4 motorlu seçeneğin yakalaması bekleniyor.

İÇ MEKAN

Volvo daha önce XC90 müşterilerine iç mekan konusunda ne sunduysa, şimdi aynısını bir alt sınıf için sunuyor. XC60’ın iç mekanındaki estetik çekicilik, kullanışlılık ve malzeme kalitesi gibi detaylar büyük kardeş ile o kadar benzer ki tecrübeli test editörleri dahi araçları ayırt etmekte zorlanıyor. Yeniden tasarlanan havalandırma çıkışları ve vites topuzu gibi küçük farklılıklar söz konusu olsa da, konsolu kaplayan porte formlu dokunmatik ekran muhafaza ediliyor.

Bütün bunlar XC60 için büyük silahlar zira iki yıl önce öve öve bitiremediğimiz XC90’ın iç mekan mimarisi halen oldukça etkileyici ve kullanışlı.

XC90’ın iç mekanındaki İskandinav konsepti, Ikea mutfağı hissiyatı yaratmadan, burada da kaliteli malzemeler ve başarılı bir içlilikle bir araya getirilmiş. Test aracımızdaki 8.0 inçlik gösterge paneli, merkezdeki 9.0 inçlik dokunmatik ekranla birlikte kabine teknolojik bir hava katıyor. Audi’nin bu konuda çok çabaladığını düşününce, Volvo’nun hamlesi oldukça yerinde görünüyor.

Yüksek bir oturma pozisyonuna sahip olan otomobilin deri kaplı koltuğu konfor ve yanal destek arasında hoş bir denge sunuyor. Arka koltuklarda de benzer bir durum söz konusu ki yeni modelin arka kısmındaki hacim iyileştirilmiş. Sınıf standartlarını belirleyecek bir genişlikten bahsetmesek de, her vücut ölçüsünden yetişkin XC60’ın arkasında rahat edecektir.

Arka koltuk sırasındaki hacim için bagaj hacminden biraz taviz verilmiş zira XC60’ın 505 litrelik yükleme alanı sınıfın en iyileriyle aynı seviyede değil. Yine de bunun küçük bir eksiklik olduğu ve bagajın kullanışlı tasarımının birçok aile için yeterliden fazlasını sunacağı ortada.

PERFORMANS

Orta sınıf SUV segmentindeki rekabetin keskinliğini anlamak istiyorsanız şunu bir dinleyin: XC90’ın motorunu alıp gücü biraz düşürdükten sonra, bu üniteyi XC90 şanzımanıyla birlikte daha küçük ve hafif bir gövdeye entegre edebilir fakat buna rağmen sınıfın performans ortalamasının gerisinde kalabilirsiniz.

XC60’ın dizel motoru ve sekiz ileri otomatik şanzımanı hızlanma ve tepkiler bakımından kabul edilebilir bir performansa sahip olsa da sınıf standartlarını belirlemekten uzak. Örnek vermek gerekirse, Audi Q5 hem 0-100 km/s hızlanmasında hem de 50-120 km/s hızlanmasında 0.5 saniye daha başarılı. Benzer bir geride kalmayı verilerin dışında, sürücü koltuğunda da hissetmek mümkün. Şanzımanın geçiş karakteri ve motorun devirlenme biçimi, sınıfın en canlı modellerinden fark edilir derecede geri kalıyor.

Gaz pedalının sakin biçimde kullanıldığı konfor odaklı bir sürüş karakteri benimsediğiniz anda XC60’ın motoru ve şanzımanı bir anda ön plana çıkıyor. Mekanik rafineliğiyle etkileyici olan otomobilin vites geçişleri, söz konusu sürüş tarzında, esnek ve yumuşacık bir forma giriyor. Aceleniz varsa yahut anlık performans istiyorsanız canınız sıkılabilir ama D modunda sakin sakin takılıyorsanız yeni Volvo’yu çok seveceksiniz. Alt ve orta devirlerdeki tork zenginliği sayesinde kütlesini rahatça hareket ettiren otomobil, ani sollama ihtiyacı hissetmediğiniz sürece sakinliğini koruyor. Çeki demiri kullanan bir sürücü iseniz bir üst güç seviyesindeki dizeli tavsiye ederiz.

Volvo’nun mekanik rafinelik bahsinde yakaladığı başarı kabin izolasyonu için de geçerli olduğundan, otoyol sürüşlerinde dahi huzur kaçıran türden bir yol ve rüzgar gürültüsü hissedilmiyor. Otomobilin performansının tamamını kullanmayan sakin bir sürücü iseniz, Pilot Assist isimli direksiyon destekli hız sabitleyiciyi de satın alarak otoyol sürüşlerinde rakipsiz bir SUV sahibi olabilirsiniz.

Volvo’nun yoğun destekli ve hafifçe hissiz kontroller yaratmak düşüncesi gövde kontrol karakterine de yansımış. Otomobilin bazı kontrolleri (örneğin havalı süspansiyonlar) keskinlikten uzak ve hafifçe süngerimsi bir hissiyat yaratsa da, bu kararın bilinçli olduğu ortada. Zira birçok Volvo sürücüsünün sakin sürüşler yapmaktan hoşlandığı bilinen bir gerçek.

SÜRÜŞ VE YOL TUTUŞ

Daha önce defalarca belirttiğimiz gibi, yol tutuşu başarılı kabul edilen bir SUV’nin en tarz bir tutunma karakterine sahip olduğunu açıklamak oldukça güç ve yoruma açık bir mesele. İyi tutunan bir SUV için direkt olarak Porsche Macan cevabı verilebilir fakat bu sınıfın birçok müşterisi gibi izolasyon, hacim, sakinlik ve konfor peşindeyseniz Macan cevabınız bir anda geçersiz ve anlamsız görünmeye başlar.

XC60 tutunma dinamizmi konusunda sınıfının standartlarını belirlemekten oldukça uzak olsa da segmentin genel müşteri modeli bunu umursamayacaktır. Öte yandan, otomobilin direksiyon ve süspansiyon sistemlerinden kaynaklı zayıflıkları görmezden gelmek gibi bir lükse de sahip değiliz.

Havalı süspansiyonlara ve R-Design görünüm paketinin 19 inçlik jantlarına sahip olan XC60 test aracımız ne yol tutuş konusunun, ne de konfor konusunun hakkını tam anlamıyla veremiyor ve bu ikisinin ortasında bir yerde kalıyor. Kritik koşullarda, bir Volvo’ya yakışır biçimde, güven duygusundan ödün vermese de, otomobilin tutunma karakteri genel olarak hissiz ve uyuşuk. Ayrıca zemin pürüzleri kabine zaman zaman sert biçimde yansıyabiliyor. SUV standartlarında düşününce dahi, tutunma bahsinde bir takım zayıf yanlara sahip olan XC60 genel olarak Volvo müşteri profiline hitap ediyor olsa da, bu başlıkta gelişime açık yanları olmayan bir otomobil değil.

XC60’ın tutunma karakterinin zaman zaman hissedilir olan tatsız sertliği otomobilin en önemli dinamik açığı olarak ön plana çıkıyor. Havalı süspansiyonlar bu noktada yeterince yardımcı olsa da, bazı kasis ve çukurların kabine vuruntu olarak yansıyor olması kabul edilebilir değil. Daha önce benzer yorumları bu platforma sahip olan havalı süspansiyonlu diğer Volvo modelleri için de yapmıştık fakat söz konusu problem en çok XC60’ta göze batıyor.

Bu noktada XC60’ın Dynamic sürüş modunun otomobili daha sportif bir karaktere büründürmekte yetersiz kaldığını da ifade etmemiz gerek. Gövde kontrolünü biraz daha derli toplu hale getiren bu programdan çok bir şey beklememeli. Tamam, Volvo müşterileri bu durumu önemsemiyor olabilir fakat bizler bunu görmezden gelemezdik.

SATIN ALMA VE YÜRÜTME

XC60’ın fiyatı bir önceki modele kıyasla biraz yukarıda kalsa da, otomobil premium rakipleriyle benzer bir noktada yer alıyor ve parasının hakkını verdiğini hissettiriyor.

Hangi donanım seviyesini satın alırsanız alın, otomobilde hız sabitleyici, anahtarsız çalıştırma, otomatik far ve silecekler, 18inçlik alaşım jantlar, arka park sensörleri, çift bölgeli dijital klima, ısıtmalı deri koltuklar ve 9.0 inçlik Sensus bilgi-eğlence ekranı bulacaksınız.

Elbette bir Volvo’dan bahsettiğimiz için güvenlik konusunu es geçmek olmaz. Otomobilleri, yayaları ve bisikletleri algılamakta oldukça başarılı olan acil fren desteği sıkışık trafik koşullarında önemli bir yardımcı olacaktır. Pilot Assist teknolojisi ile otonom sürüşe uzanan yolda önemli bir kilometre taşı olarak ön plana çıkıyor.

Üç yıllık kullanımın sonunda ikinci el değerini korumak konusunda birçok rakibinden daha başarılı olacağını düşündüğümüz XC60’ın testimize katılan D4 motorlu versiyonunun ortalama 7.1 lt/100km  yakıt tükettiğini de ifade edelim.

KARAR

Doğru zaman için doğru ürün. Keşke dinamik karakteri de doğru olsaydı.

Yeni XC60, Volvo’nun bu zamana kadar Geely hakimiyeti altında ürettiği en iddialı otomobil olmak üzere hazırlandı ki aracın pek çok açıdan bu amaca uygun olduğunu söyleyebiliriz. Tıpkı XC90 gibi, günümüzün müşteri algısındaki modern SUV kavramının tam karşılığı olan aracın tasarımı ve hissiyatıyla çok başarılı olduğu ortada.

Ne var ki, Volvo’nun sürüş karakteri konusunda turnayı gözünden vurduğunu iddia etmek mümkün değil ki opsiyonel olarak sunulan havalı süspansiyonlar bu durumu toparlamakta yetersiz kalıyor. XC60’ın genel puanını etkileyen sürüşle ilgili eksiklikler, daha farklı donanımlara sahip bir XC60 ile bu kadar belirgin olmayabilirdi.

Yine de konforlu ve dinlendirici bir sürüş karakteri günümüzün birçok SUV müşterisi için yeterliden fazlası olacak ve bizim gördüğümüz eksiklikler bazı müşteriler için en ufak bir sorun teşkil etmeyecektir. XC60 fazlasıyla sevimli bir otomobil fakat bağımlılık yapması için biraz daha fazlasına ihtiyacı var.