Test Renault Megane 1.5 DCI Icon

Yeni platformu, tasarımı ve iyileştirilen kabini ile ön sıralara oynayabilecek mi?

İnanması zor ama Megane ismi ilk kullanıldığından bu yana 20 yılı aşkın zaman geçti. Düşünün, Ford Focus’tan bile daha eski bir modelden söz ediyoruz. Her ne kadar bu sınıfın eskilerinden olsa da, Renault Megane satış rakamları konusunda bu zaman kadar Ford’un global şampiyonunu takip etmekten bir türlü kurtulamadı. Benzer bir ilişki Volkswagen Golf ile Opel Astra arasında da söz konusu. Opel bu alanda çok yıllanmış olsa da, bütün çabalarına karşın bir türlü Golf’e diş geçiremiyor.

dsc_3251

Renault söz konusu zayıflığın sebeplerini kendisinde aramalı diye düşünüyoruz. Öte yandan, bu durumu düşünüp fotoğraflarda gördüğünüz Megane’ı tasarlamış olmaları da muhtemel. Zira Fransız üretici bu zamana kadar görünmeyen yerlerde kapsamlı iyileştirmelerden kaçındığı için sınıfın en iyilerinin gerisinde kaldı. Örneğin ilk nesil Megane, modifiye edilmiş bir R19 platformu kullanıyordu. Bir önceki Megane’da, iki önceki Megane’ın altyapısının kullanılması gibi… Son çıkan model ise şu an Renault Kadjar’a hayat veren CMF (Common Module Familiy) isimli platformla yürüyor. Uzun lafın kısası, bu kez görünmeyen yerler bir hayli başarılı görünüyor.

dsc_3026

Bahsettiğimiz platformun üzerinde gayet sofistike görünen bir ürün yer alıyor. Otomobil bir kez daha selefine kıyasla kayda değer bir büyüme göstermiş. Ayrıca tasarımsal anlamda da ciddi bir farklılık söz konusu… Firmanın Talisman ve Espace ile başlayan tasarım yolculuğuna Megane da katılmış denebilir. Benzer bir çaba iç mekanda da dikkat çekiyor. Hem malzeme, hem de işçilik kalitesinde ilerleme kaydeden Fransız üreticinin kabindeki en önemli atılımı ise yaşlanmaya başlayan RLink bilgi-eğlence sistemini yenilemiş olması.

dsc_3232

Dört silindirli ikişer adet benzinli ve dizel güç ünitesinden oluşan motor gamına sahip yeni Megane, İngiltere’de 16.600 sterlinden başlayan fiyatlarla satılıyor. Aracın steyşın gövdeli Sports Tourer modelinin haricinde, ‘Grand Coupe’ isimli bir sedan versiyonu da üretilecek. Testimizde ise 1.5 litrelik dCi dizel motorla yürüyen hatchback gövdeli Megane’ı değerlendirdiğimizi ifade edelim.

TASARIM VE MÜHENDİSLİK

Hemen her rakipte olduğu gibi, Renault’nun CMF isimli modüler platformu da önden çekişli birçok farklı modelin geliştirilmesine imkan tanıyor. Bahsettiğimiz platformun beş temel modülüyle oynamak ve yeni modeller yaratmak mümkün. Bu modüller: Kokpit, motor bölümü, ön kısım, arka kısım ve elektrik tesisatı. Bu teknolojinin amacı daha versatil bir konsepte ulaşarak maliyetleri düşürmek ve Renault-Nissan ortaklığından doğan ortak parçalardan mümkün olduğunca bol miktarda faydalanmak. Megane’ın temelini oluşturan CMF-C/D isimli platform aynı marka içinde Espace ve Talisman’da yer aldığı gibi, Nissan tarafında ise Qashqai’ye can veriyor.

dsc_2682

Geleneksel bir hatchback yaratmak için ele alınan platformun ön kısmında MacPherson, arka kısmında ise torsiyon çubuklu süspansiyon mimarisi kullanılıyor. Bağımsız arka süspansiyon mimarisine sahip CMF platformlu araçların hazırlanması mümkün olsa da, Renault bu tercihini yalnızca

dört tekerlekten çekişli modellerinde kullanıyor. Rakiplerde durumun farklı olduğunu, üst donanımlı seçeneklerde bağımsız arka süspansiyonların alınabildiğini ve Megane ailesinde 4×4 bir modelin bulunmadığını da hatırlamak gerek. Fakat bu durumu hemen olumsuz bir noktaya taşımamak lazım… Örneğin Renault Sport tarafından elden geçirilen GT donanımlı Megane’da yer alan 4Control sistemi, segmentin ilk dört tekerlek yönlendirme teknolojisi olarak öne çıkıyor. Ayrıca süspansiyonlarda bağlantıların, yayların ve amortisörlerin itinayla yenilendiğini de ifade edelim. Elektrik destekli direksiyon sisteminin modüler platformla birlikte elde edilen bir dizi teknik avantajdan kaynaklı olarak artık daha net ve keskin çalıştığını da bilmelisiniz.

dsc_2590

Ölçüleri incelendiğinde Megane’ın ciddi bir büyüme geçirdiği görülüyor. Boyu 64 mm uzayan otomobilin aks aralığında ise 28 mm’lik bir uzama mevcut. Aradaki farkın sebebi ise önde tampon ve tekerlek merkezi arasındaki mesafesinin artırılmış olması. Aynı zamanda alçalan ve genişleyen aracın, sınıfındaki en geniş iz genişliğine sahip olduğu söyleniyor. Yeni proporsiyonların amacı otomobilin daha sportif ve şık görünmesini sağlamak olsa da, Megane sever aileler bu durumu nasıl karşılayacak bilmiyoruz. Zira yıllardan bu yana ailelerin en iyi tercihlerinden biri olan otomobilin özellikle ön kısmı biraz kalabalık duruyor.

dsc_2412

Motor seçeneklerinde siyah beyaz durumu söz konusu: Lansmanla birlikte dört adet motor seçeneği sunuluyor ama bunlardan hiçbirisi yeni değil. Test aracımızda ise, geçtiğimiz on yıldır Renault ve Nissan’ın birçok modelinde kullanılan 110 bg’lik 1.5 dCi dizel makine yer alıyor. Bu motorun ekonomi ve güvenirlik konularındaki durumunu artık bahse değer bile görmüyoruz çünkü bunu sağır sultan bile duydu. Diğer dizel seçenek ise 130 bg gücündeki 1.6 dCi. Benzinli tarafında bakıldığında, 130 bhp gücündeki 1.2 TCe’nin yanında, GT modellerinde kullanılan 200 bg’lik 1.6 benzinli dikkat çekiyor. GT’lerde standart olarak sunulan yedi ileri EDC çift kavramalı şanzıman, başlangıç seviyesi dizel ve benzinlilerde ise opsiyonel olarak yer alıyor. Bu arada diğer şanzıman seçeneğinin altı ileri manuel olduğunu da bilmelisiniz.

dsc_2389

Dizel ve elektrik karışımı bir hibritin yanında, 160 bg güç üreten 1.6 litrelik bir dizelden bahsediliyor ama bu yeni motorları önümüzdeki yıla kadar görme ihtimaliniz oldukça zayıf.

MULTİMEDYA SİSTEMİ

Renault’nun R-Link 2 isimli yeni multimedya sistemiyle donatılan ve Autocar testine katılan ilk Renault otomobili burada gördüğünüz Megane oldu. 8.7 inçlik boyuta ve geleneksel yan formattan ziyade, portre formatına sahip olan ekran tamamen yeni. Sistem üzerinden Navigasyon, eğlence, klima kontrolü ve araç bilgileri gibi menülere kolaylıkla ulaşmak mümkün.

dsc_8666

Kesinlikle başarılı bulduğumuz ekranın dokunmatik fonksiyonunun yanında, iki parmağınızı kullanarak zoom yapma imkanı sunuyor olması, kullanımı akıllı telefonlara benzeterek hayatı kolaylaştırıyor. Sistemin tepkilerini çok başarılı bulsak da, navigasyon için kullanılan haritadaki detayları bazı rakiplerdeki kadar incelikli ve kaliteli bulmadığımızı itiraf edelim.

Bu arada klima kontrolünün biraz daha kullanışlı olmasını isterdik. Zira ekranın oldukça küçük bir bölümüne tıklamanız gerektiği için üşüdüğünüzde veya terlediğinizde, incelikli bir dokunmatik operasyonu yapmanız gerekebilir. Bunu otomobil hareket ediyorken yapmak ise kullanışlılık ve güvenlik konularında tehlikeli olabilir düşüncesindeyiz.

İÇ MEKAN

Multimedya sisteminin kontrolleriyle olsun, ekranıyla olsun, ciddi bir revizyona ihtiyaç duyan bir önceki

Megane neyse ki yenilendi ve sıfırdan tasarlanmış bir kabin görme fırsatı bulduk. Üstelik özellikle birkaç disiplinde yeni iç mekan tasarımının ciddi bir ilerleme olduğunu söyleyebiliriz. Renault her türlü sıkıntıyı gidermiş ve kusursuz bir kabin yaratmış değil ama hiç değilse otomobilin içine girdiğinizde kullanışlı, şık ve ferah bir alanla karşılaşıyorsunuz. Yine de buranın malzeme kalitesi ve incelik gibi konularda sınıf standartlarını belirlemekten uzak olduğu bir gerçek.

dsc_8752

Aks aralığındaki uzamaya karşın, iç mekanda eskiye nazaran ciddi bir genişleme göze çarpmıyor. Ön kısımlardaki ayak mesafesinin o kadar da cömert olmayışı yetmezmiş gibi, bir de pedalların yüksek ve uzun tasarlanmasından dolayı, sürücünün rahat edebilmesi için normalden daha geride konumlanması ve arka koltuk hacminden çalması gerekiyor. Bagaj hacmi gayet başarılı ama yükleme girişinin yüksekliği ve koltukların tamamen düz biçimde yatmıyor oluşu kullanışlılığı zedeliyor.

Kabin kalitesi genel olarak başarılı ama bazı ince noktalarda küçük problemler yakaladık. Örneğin test aracımızdaki deri kısımları beğendik ama klima paneli bölgesindeki plastikler bizleri biraz üzdü. Ayrıca kabindeki saklama alanları da geliştirilmeli. Kapı ceplerini dar, bardaklıkları küçük, torpido gözünü ise normalin ancak yarısı kadar geniş bulduk. Bunda elbette test aracımızın sağdan direksiyonlu oluşunun da payı var.

Bir önceki Megane ile kıyaslandığında yeni otomobilin kabinindeki tutku faktörü hissediliyor. Daha önce sıradan ve plastik görünen iç mekanda artık bir hareketlilik, ışıltı ve aura mevcut. Portre formlu dijital panel ve krom süsler ise bu aurayı güçlendiriyor. Bu arada gösterge panelinde devir saati ile hız göstergesini aynı anda görüntülemek isterdik.

PERFORMANS

Renault uzun yıllar boyunca koca bir endüstriye küçük hacimli dizel motor dersi vermiş olsa da, rakipler boş durmadı ve arayı kapattı. Bu yüzden test aracımızın görece düşük performanslı, sekiz valfli 1.5 dCi motoru geliştirilmesi gerektiğini hissettiriyor.

dsc_2690

Örnek vermek gerekirse, otomobilin 0-100 zamanını sıcak ve kuru koşullarda ancak 11.3 saniyeye kadar düşürebildik. Veri bizi doyurmadığı için normalden çok daha fazla deneme yapsak da, zamanı 11.0 bandının altına indiremedik. Benzer birçok rakibin 10.0 saniye civarında 0-100 zamanlarına sahip olduğu bir gerçek.

Otomobilin görece düşük tork verisi hareket halindeyken pek hissedilmiyor çünkü kısa oranlı şanzıman sayesinde ara hızlanmalar gayet tatmin edici biçimde gerçekleşiyor. Örneğin 50 km/s – 112 km/s ara hızlanmasını 15.0 saniye olarak ölçtük ki, ekonomi odaklı hatchback aile otomobilleri ortalamasını göz önünde bulundurunca bu çok başarılı bir zaman. Fakat bunun götürüsü Megane ile hareket halindeyken sık vites değiştirmek oluyor çünkü oranlar kısa olduğundan, ivedi biçimde hızlanmanın tek yolu buradan geçiyor. Doğrusu şanzımandan kaynaklı problemi performans eksiği olarak değil, kullanışlılık eksiği olarak görüyoruz çünkü Megane 2000 d/dak bandının altında epey isteksiz davranıyor.

Rafinelik seviyesi yükseltilmiş. Devir çevirmeye başladığınızda motorun sesi duyuluyor olsa da, alt devrilerde ve normal hızlanmalarda daha önceki uygulamalara göre daha konforlu bir ortam söz konusu. Ayrıca rölanti sırasında pedallar da dahil olmak üzere otomobil biraz titriyor. Yine de, bir önceki Megane ile kıyaslandığında bu disiplinde ilerleme söz konusu.

Bu motorun performansını ve minik kullanışlılık sıkıntılarını görmezden gelirseniz inanılmaz mutlu olursunuz. Zira ekonomik olmak konusunda 1.5 dCi’dan iyisi zor bulunur. Fakat aradığınız şey paranıza karşılık en iyi performansı sunan otomobilse, o noktada işler biraz karışabilir.

SÜRÜŞ VE YOL TUTUŞ

Renault için çalışan şasi mühendislerinin otomobilinin gelişim sürecinde araca dinamizm kazandırmakla görevlendirilmiş olma ihtimallerini zayıf buluyoruz. Bunun yerine kendilerine aracın genel yetenek bandını genişletme görevi verilmiş olabilir çünkü Megane ile sürüş yapınca böyle hissettik.

dsc_3031

Doğrusunu söylemek gerekirse Renault Megane ailesinin geçmişi dinamik karakter anlamında o kadar da zengin değil. Öte tarafta ise, özellikle Renault Sport ürünlerinde, Fransız üreticinin yakalamış olduğu çok ciddi bir başarı mevcut. Burada karşılaştığımız sürpriz ise yeni aracın konfor ve kullanışlılık gibi konuları, dinamizmin üzerinde tutarak hoş bir ilerleme kaydetmiş olması.

Otomobilin karakteri yumuşak kalsa da, şehir sürüşlerinde bunun faydasını görüyorsunuz. Örneğin devasa bir kasisten hızla geçmediğiniz sürece kabinde huzursuz bir harekete maruz kalmanız zor. Bunun yanında, genel konfor seviyesi ile buradaki aile hatchback’inin çoğu zaman bir üst sınıf sedanlara yaraşır bir seviyede olduğunu ifade etmek gerek.

Direksiyon hafif ve eskisiyle aynı hızda… Ayrıca öndeki yük artınca direksiyonda bir yumuşama oluyor. Yol tutuş dengesi ise başarılı. Önce gövdesini yatıran otomobil, tutunma limitleri boyunca lineer bir ilerleme gösteriyor. Fakat provokatif bir sürücü iseniz veya aradığınız şey sportif sürüşler ise Megane’ın özellikle ön bölümü ile tutunmayı bırakmak konusunda o kadar da sabır göstermeyeceğini bilmelisiniz. Bu yüzden bu otomobil akıcı ve sakin sürüşler yapmayı seven sürücüler için çok uygun olacaktır diyebiliriz.

Birçok açıdan Megane gerçek bir Fransız otomobili gibi hissettiriyor: Sessiz, konforlu ve sakin. Fakat otomobilin olaya Fransız kaldığı noktalar yok değil. Örneğin direksiyon hissiyatının tamamen boş olmasından dolayı, altınızdaki gövdenin o an ne yaptığıyla ilgili en ufak bir bilgi sahibi olamıyorsunuz.

dsc_2625

PİST NOTLARI

-Normalden daha kısa olan vites oranları yüzünden T6 öncesinde yapacak çok bir şeyiniz olmuyor. Üçüncü viteste kalmak gerçekten zorlu bir süreç…

Yol kullanımındaki hafif bir agresifleşmede bile konfor ve sakinlik odaklı bir otomobil olduğunu haykıran Renault Megane, Millbrook Test Merkezi’nin zorlu virajlarında bu ortamlar için üretilmediğini net olarak gösteriyor.

Otomobil yumuşak olduğu için yanal tutunma ve gövde kontrolü açısından çabuk pes eden bir karaktere sahip. Ayrıca önden kayma süreci normalden biraz daha erken başlıyor. Öte yandan iyi çalışan çekiş ve stabilite kontrol sistemleri sayesinde güvenlik açısından bir kaygınız olmuyor. Bu arada söz konusu güvenlik sistemlerini tamamen kapatmanın mümkün olmadığını da bilmelisiniz.

MultiSense sistemi üzerinden Sport modunu aktive ettiğinizde az önce bahsettiğimiz elektronik sürüş yardımcılarının biraz daha özgürlükçü bir karaktere kavuştuğu bir gerçek ama şasi karakterindeki noksanlıklar bu şekilde daha net görünüyor. Öte yandan Sport modunda direksiyonun biraz sertleşiyor olmasını faydalı bulduk.

-Süspansiyonlar baskıya iyi dayanıyor ve otomobil T7 virajını başarılı biçime geçiyor.

-Normalden daha kısa olan vites oranları yüzünden T6 öncesinde yapacak çok bir şeyiniz olmuyor. Üçüncü viteste kalmak gerçekten zorlu bir süreç…

dsc_3251

KARAR

Yeni Renault Megane kabin tasarımındaki sofistikasyon, teknolojik gelişmişlik bakımından kat ettiği yol ve selefine kıyasla daha çekici olması açısından bizleri fazlasıyla etkilemeyi başarmış olsa da; genel olarak rekabette etkili olmaktan uzak bir noktada kalıyor. Renault, başlangıç seviyesindeki modeli ile en üst konumda yer alan GT Line donanımlı model arasında, herkesin kendi zevkine uygun bir Megane bulabileceğini ifade etse de; GT versiyonun sportif sürücüleri doyuracak kadar dinamik olduğunu düşünmüyoruz. Avrupalı bir hatchback’ten daha güçlü ve daha esnek bir performansla birlikte, daha doğal bir yol tutuş dengesi bekliyoruz. Öte yandan Megane’daki yumuşaklığın bozuk zeminli yollarda yapılan sürüşler için konfor açısından biçilmiş kaftan olduğu da unutulmamalı. İç mekan kalitesinde, tasarımında ve hissiyatında ciddi yollar kat edilmiş olsa da, Renault’nın gerçekten rekabetçi olabilmek için biraz daha çabaya ihtiyacı var. Sürüş hissiyatı bakımından bir önceki modeli anımsatan Megane, ilk beşe girmeyi başaramıyor.

TEST NOTLARI

MATT SAUNDERS

Bu sınıfın çok az otomobilinde iki adet uzun boylu insan arka arkaya yol alabilir ama Opel’de bu mümkün. Megane’da ise sürücü gerçekten rahat ederken, arka tarafta iri bir yetişkinin rahat oturabileceğini düşünmüyorum.

NIC CACKETT

Renault mühendislerinin hız sabitleme tuşunu neden konsola koyduğunu gerçekten anlamadım. Neden bütün kontroller direksiyonda ama açma ve kapama tuşu ortada? Biri bana açıklayabilir mi?

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir