Sürüş İzlenimi: Volvo S60 T3

Dizel motorların yerini alan Volvo’nun kendi geliştirdiği 1.5 litrelik benzinli ve turbo beslemeli güç ünitesini S60 ile inceledik.

Geçtiğimiz yıl peş peşe 2 litrelik turbo motorlu modellerini kullanmıştım ve İsveçli markanın otomobillerini downsizing stratejisinden uzak tutmaya çalıştığını düşünmeye başlamıştım ki XC90 gibi heybetli bir SUV’u sadece 2 litrelik ünitelerle sunacaklarını duyururdular. Daha sonra da T3 isimli “nispeten” daha düşük hacme sahip bir motorun tanıtımı için Çeşme’ye davet edildim. Ford, Volvo’yu Çin devi Geely’ye satarken on yıl boyunca motor tedarik edeceğini taahhüt etmişti. 2015 yılının ortalarına doğru bu süre son buldu. Artık Volvo kendi motorlarıyla baş başa ve ilk olarak T3 karşımızda. Açıkçası T3’ten beklentim çok fazlaydı. Çünkü geliştirilebilmesi için koca bir on yıl vardı ve ürün gamındaki dizel ve benzinli bütün ünitelerin alternatifi olması gerekiyordu.

Basın lansmanı Çeşme’nin dümdüz yollarında yapıldığı için motorla ilgili beklediğim geri dönüşü alamamıştım. Sunumlarda dinlediğim kadarıyla daha selefi T4’le kıyaslandığında daha ekonomik, daha dayanıklı ve daha düşük maliyetli bir motordu. En önemli noktaysa bu motoru tamamen Volvo’nun kendisinin geliştirmiş olmasıydı. Geliştirmiş kelimesi burada tam anlamıyla sıfırdan inşa edilmiş anlamını taşımıyor. Özünde hali hazırda bulunan bir ünitenin geliştirilerek T3 haline getirilmiş hali. “Adamlar Ford’un 1.6’sını küçültmüş adını değiştirmiş süslemiş püslemiş sunmuş” diyen okurlarımızı duyar gibiyim. Ama yanlış tahmin… Bu ünite esasında Volvo’nun 90’lı yıllarda “Volvo Modüler Motor” ismiyle sunduğu motorların devamı niteliğinde. Yani 2 litrelik motorun biraz kesilip tıraşlanıp iyileştirilmiş hali. B4154T4 kodunu taşıyan motor T4’ün yerini aldı. T4’e kısaca dönüp bakacak olursak 1.6 litrelik benzinli ve turbo beslemeli motor 5700 d/dak’da 180 bg güç ve 1600- 5000 d/dak aralığında 240 Nm tork üretiyordu. 100 km/de 6.8 litre yakıt tüketen ünite kilometre başına da 159 gram CO2 üretiyordu. T3 selefinden 28 bg daha güçsüz. Maksimum 152 bg üreten otomobil bu gücü 5000 d/dak’da ayağınızın altında bulunduruyor. Fakat bundan sonraki bütün rakamlar T3’ün lehine. 250 Nm torku 1700-4000 d/ dak aralığında üreten otomobilin daha verimli olduğunu fabrika verileri de destekliyor. 100 km’de 5.9 litre yakıt tüketen otomobilin emisyon değeri de kilometre başına 138 gram. Tek seçenek olan olan altı ileri geleneksel tork konvertörlü otomatik şanzıman ise 1666 kilogramlık ağırlıkla birlikte bu verileri terse çevirmeye çalışıyor.

Açıkçası yeni bir motorda neden yeni bir şanzıman kullanmadıklarını merak etmiyor değilim. Ama durumlar ekisinden iyi, sadece beklediğimden kötü. Bunun sebebi de tüketim değerleri. Günümüzün standartlarında bir motoru yeni yapan şey gözle görülür miktarda azalan yakıt tüketimi olduğunu düşünüyorum. Daha fazla performans değil. Bunu söylememin nedeni de tahmin edebileceğiniz gibi otomobilin yüksek yakıt tüketimi. Çünkü onun dışında hiç bir konuda en ufak bir pürüze rastlamadım. Ara hızlanma, gürültü, sarsıntı vs. hepsi olması gerektiği gibi. Ama tüketim sürekli iki hanelerde kalma çabasında. Trafiğe hiç takılmazsanız ve gaza bir annenin bebeğine dokunduğu gibi dokunursanız 8 litre civarlarına düşebiliyorsunuz. Ama yükselmesi an meselesi. Uzun yolda da bu rakam hız limitlerinde seyrederken 7 litrenin altına düşürülemiyor. S60’ın motoru yeni olsa da rakamlar bana eskiyi hatırlattı. Volvo’nun artık dizel motorları bulunmaması üzücü ve bunu düşünen sadece ben değilim. Marka yetkilileri de ülkemizde en az bir dizel motorlu versiyon satmak istiyor fakat Volvo’nun global stratejisi gereği yapılamıyor. Fakat yazımda da belirttiğim gibi T3’ün tüketimi dışında bir kusuruna rastlamadım.

YAZI: SARPER SABUNCU
FOTOĞRAF: GÜRKAN ÇAĞLAR