Kullanışlılık fenomeni Volkswagen Golf R, 300 bg’ye yükselen motoruyla güçlenen rakiplerinin gerisinde kalmaycağını kanıtlamak istiyor.
Ateşli hatchback dendiğinde akıllara ilk Golf GTI gelmesi alıştığımız ve haklı bulduğum bir hadise. Neticede yıllar boyunca sıradan hatchbacklerini caddelerin tozunu attıracak forma sokan Volkswagen bunu fazlasıyla hak ediyor. Ama artık devir değişti, tabi GTI da değişti. Dördüncü jenerasyonda R32 ile başlayan “GTI’nın ötesi” kavramı son iki jenerasyondur Golf R olarak hayatını devam ettiriyor ve eski bir Golf 6 R sahibi olarak itiraf etmeliyim ki R32’lerin V6 motorunun hiddeti son iki nesilde yok. Onlar daha ziyade “GTI’nın bir tık üstü” durumunda. Rakipleri de durumu fark etti ve saçma derecede hızlı otomobiller sundular. A45 AMG, Civic Type R, Megane RS, ve yeni Focus RS. Saydığım otomobiller hak verirsiniz ki Golf R’la yanyana durduklarında bile son derece haşin ve yırtıcı duruyorlar.
Performans verilerinden bahsetmeme gerek bile yok. Bu noktada Golf en büyük kozunu kullanıyor. Her koşula uyumluluk. Hatırlayan okurlarımız Civic Type R’ın yazısında çok sert olduğundan bahsettiğimi hatırlayacaklardır. Megane RS’i kullandığımdaysa günlük hayata uyumsuzluğu dikkatimi çekti. A45 AMG fazla pahalıydı ve Focus RS daha elime düşmedi. Golf R ise şehir için üretilmiş bir spor otomobil. Yarış otomobili iddiası yok ve hiçbir zaman da olmadı. O iş için Volkswagen, GTI Clubsport’u sundu ve gelecek için de R400 projesi var. Golf R bu noktada günlük otomobil ile spor otomobil arasında kurulmuş en güçlü bağ. Her gün işe gidip her hafta sonu piste çıkacak bir otomobil. Sizi temin ederim saydığım diğer hiçbir otomobille bunu bu kadar kolay başaramazsınız. Arka koltuklarda başarılı yaşam alanı, geniş bagaj hacmi, zengin donanım, ne ararsanız var. Tabi ona göre de bir fiyat etiketi var.
Eğer Golf GTI veya Seat Leon Cupra gibi Golf R’a yakın akraba olan daha ucuz otomobiller olmasa bu sorunu göz ardı edebilirdik. Ama ne yazık ki onlar çok yetenekli ve bir iki donanım eksiği dışında Golf R’ın çok gerisinde değiller. Ama kırmızı ışık yeşile döndüğünde gerisinde oluyorlar. Golf R’ın 300 bg’ye yükselen motor gücü sayesinde 0’dan 100 km/s hıza 4.9 saniyede ulaşıyor. Bu rakam Maserati GranTurismo veya 997 jenerasyonu bir Porsche 911 Carrera’dan az farkla da olsa daha iyi. Dört tekerlekten çekiş sistemi sadece hızlı kalkış yapmayı sağlamıyor, aynı zamanda otomobilin her tekerine giden güce milisaniyeler içinde müdahale edebiliyor. Bu da otomobilin yaşadığı önden kaymayı azaltıyor ve yol tutuşu harika boyutlara getiriyor. Adaptif süspansiyonla satın aldığınız takdirde “Race” moduna alınca partiye sertleşen amortisörler katılıyor ve Golf R gerçek bir spor otomobile dönüşüyor. Pistin kapısında “Normal” veya “Comfort” moduna alıyorsunuz ve Golf’ünüz sizi yeniden selamlıyor. Çok yönlülük Golf R’ın en önemli kozu ve ailedeki rakiplerine karşı en büyük üstünlüğü. Bu sayede yüksek fiyat etiketini tolere etmiş oluyor ve daha hard core otomobil üreten rakip firmalardan kopmasını engellemiş oluyor. Pistte ondan hızlı olsalar da yol üzerinde Golf’ten iyisi yok.
YAZI:SARPER SABUNCU
0
0 comments