Hot hatch severlerin gözde modellerinden Ibiza Cupra, makyaj operasyonuyla birlikte yeni bir motor-şanzıman kombinasyonuna kavuştu. Yaşanan bu değişim, minik İspanyol’a çok iyi gelmiş.
Küçük ve hızlı bir otomobile sahipseniz, kendinizi gerçekten şanslı hissetmelisiniz. Özellikle şehir içinde bu otomobilleri kullanmak birçok güç delisinden daha keyifli. Eskiden yollarda bolca gördüğümüz 106 GTi’lar, Saxo VTS’ler ya da Clio RS’lerin yerini Polo GTI, Ibiza Cupra, Cooper S gibi otomobiller aldı. Fakat bu otomobiller de yüksek motor hacimleri sebebiyle artık baştan kaybediyorlar; Cooper S fahiş bir fiyat etiketine sahip, Polo GTI sipariş üzerine ancak getirilebiliyor. Ibiza Cupra ise makyajla bilrikte avantajlı 1.4 litrelik motoruna veda etmek zorunda kaldı. Ibiza’nın aslında bu ikinci makyajı, bunu baştan belirtelim. 2013 yılında kapsamlı bir güncellemeyle yüzü değiştirilen otomobilin bu makyajda daha çok donanım ve malzeme konusundaki eksiklikleri giderilmiş. Kokpitteki malzeme kalitesi önemli derecede artırılan otomobilde artık dokunmatik ekranlı bir multi medya sistemine yer veriliyor. Çözünürlüğü Polo’da kullanılan sistemden daha kötü olsa da eski numerik ekranlı müzik sistemine göre bu bir çağ atlaması. Arka çapraz ve ön çapraz görüş açıları sıkıntılı olan Cupra’nın büyük kapıları da açılırken dar alanlarda ekstra dikkat gerektiriyor. Öndeki yaşam alanı uzun boylular için bile yeterli olsa da arka bölüm vasat durumda ve klostrofobik.
1,8 litrelik yeni turbo beslemeli benzinli motor, 192 bg güç ve 1450 ile 4200 d/dak arasında 320 Nm torku, 6 ileri vitesli manuel şanzımanla ön aksa aktarıyor. 1,4 litrelik eski motorun 180 bg ve 250 Nm tork ürettiğini hatırlatalım. Kalkıştan itibaren gerçekten yırtıcı bir hayvan gibi davranan bu motorun soluğu hiç kesilmeyecekmiş gibi hissettiriyor. Homurtulu sesiyle sürücüsünü tahrik eden motor, Sport modunda hoparlörlerden verilen yapay ses sayesinde daha da etkileyici bir sese sahip oluyor. Ara hızlanmalarda da çılgına dönen otomobilin en büyük problemiyse ön tekerleklerin sürekli olarak yüksek torktan etkilenmesi.
Elektronik çekiş sistemi sürekli otomobili dizginlemeye çalışıyor ve önemli bir güç kaybı yaşanıyor; ESC Sport moduna alındığında çekiş kontrol sistemi devre dışı kalsa da bu sefer ön tekerlekler 3. viteste dahi patinaja düşüyor. Dengeli bir otomobil olan Cupra’nın 6 ileri manuel şanzımanıysa keyifsiz; yolları belirgin değil ve gevşek hissettiren bu şanzıman sanki bir aile otomobilinden alınıp Cupra’ya eklenmiş gibi hissettiriyor. Cupra’nın bir diğer göze batan yanıysa ruhsuz direksiyon sistemi. Çok hızlı ve direkt çalışsa da sistemin geri bildirim seviyesi iyi değil ve burada yaşam bulmak zor. Yüksek tork sebebiyle düşük hızlarda önden kayma eğilimine giren Cupra, ağırlık dengesi sebebiyle arka bölümü oynak ve eğlenceli bir otomobil. Sport modunda süspansiyonları %10 kadar sertleşen otomobil yine de şehir içinde yaşlı yakınlarınızı konuk edebileceğiniz kadar konforlu. Rüzgar sesi içeriye oldukça fazla yansıyan ve plastik tıkırtıları beklenmedik derecede fazla olan Cupra’nın ortalama yakıt tüketim seviyesiyse sürüş süresince ortalama 100 km’de 10 litre seviyesinde kaldı. Her şey bir yana da, yüksek satış fiyatı kalpleri kırıyor.
YAZI: KEREM TOKMAK
FOTOĞRAF: GÜRKAN ÇAĞLAR
0 comments