Nereden başlayalım? Önden? Arkadan? Nasılsa bu da diğer 911 ile aynı görünüyor… Öte yandan, bu şeyin yeni 911 GT3 olduğu ortada. Yeni 911 GT3. Ona 991.2 GT3 diyor, sizi rakamların ve özel kodların gizemli dünyasına çekmek isteyenler. Bunu bir çeşit gizli bir kulüp gibi düşünün.
Kodlarla aranız iyi değilse, ona makyajlı GT3 diyebilirsiniz. 991 gövde kodlu nesil GT3 ile başladı, GT3 RS ile devam etti ve sınırlı sayıda üretilen 911 R ile zirve yaptı. Burada ise ilk nesil modellerden alınan derslerin ilk uygulaması olan makyajlı GT3’ü görüyorsunuz.
Diğerlerinden farklı görünmediğini söylemiş miydim? Olsun, gelin ön kısımdan başlayalım. Yeni ön tampon, makyaj öncesi modeldekine kıyasla yaklaşık bir kg daha hafif. Bunda tamponun hem daha hafif bir materyalden üretilmesinin, hem de daha fazla hava girişine sahip olmasının payı büyük. Hava girişi bahsine az sonra yeniden döneceğim.
Arka tarafa doğru yavaş yavaş geçerken, ön süspansiyonların direksiyon tepkileri ve yüksek hız stabilitesi için hafifçe elden geçirildiğini ekleyeyim. Jantlar ve fren sistemi ise aynı. Fren konusunda standart çelik frenlere veya test aracımızdaki gibi opsiyonel karbon seramik frenlere sahip olmanız mümkün. Porsche’nin GT departmanı yöneticisi Andreas Preuninger karbon seramiklerin yol kullanımı için ideal ve hafif olduğunu söylüyor. Fakat pistten çıkmayan biriyseniz, daha ucuz değiştikleri için, kendisinin tavsiyesi standart frenler. İç mekanda hemen her şey bıraktığımız gibi. Sadece multimedya sistemi güncellenmiş ve bazı ses yalıtım materyalleri çıkarılmış. Otomobilin çarpışma direncini artırmak maksadıyla gövdeye birkaç kilogramlık parça takviyesi yapan Porsche, 1430 kg’lik ağırlığı korumak için böyle bir yol izlemiş. Tuşlarla dolu olan tam yuvarlak direksiyon simidi bir harika. Direksiyonun üst kısmındaki opsiyonel kırmızı çizgi olmadan belki yaşayabilirdim. Belki. Opsiyonel spor koltuklar ise kesinlikle satın alınmalı. GT3’lerin değeri çok iyi korunduğu için, otomobilinizi kafanıza göre donanımlandırın derim. Nasılsa satarken sizi üzemeyecek.
Arka süspansiyon mimarisinin elden geçirildiğini ve ‘RS’imsi’bir seviyeye taşındığını öğreniyorum. Ana yayların hafifletilmesi için araca bir çift destek yayı eklenmiş. Ayrıca bütün amortisörlerde ayar güncellenmesine gidilmiş. GT3’ün bu haliyle hem yolda, hem de pistte eskisinden daha verimli bir otomobile dönüştüğü söyleniyor.
Arka tekerlek yönlendirme sisteminin halen bizimle olduğunu da ekleyeyim.
En arkada, ön tampon ile aynı materyalden üretilen yeni arka tampon yer alıyor. Arka spoylerin yapısına müdahale yok fakat bu parça eskisinden 20 mm dışarıda, 10 mm yüksekte duruyor. Gövde altındaki bazı aerodinamik geliştirmelerle beraber, bu değişimin yere basma kuvvetini %20 artırdığı, sürtünmeyi ise değiştirmediği söyleniyor.
Arkadaki spoylerin altında yer alan motorda da bazı değişimler var. 3.8 litreden 4.0 litreye çıkarılan motor hacmi ve 500 bg’lik güç verisi en önemli detaylar. Buradaki ünitenin R’dan veya RS’ten alındığını düşünmeyin zira 911 Cup yarış otomobilinin motorundan bahsediyoruz. Krank mili ve materyali farklı olan bu motorun yağlama sistemi de elden geçirilmiş. Örneğin, supap sistemindeki hidrolik ayar ünitesi kaldırıldığından motorun sağlıklı yağlanması için gerekli yağ basıncı düşürülmüş. Yeni düzenin bir diğer faydası da, supapların 200.000 km boyunca ayara ihtiyaç duymaması. En azından Porsche böyle söylüyor.
Motordaki değişimlerin en güzel tarafı, ünitenin 9000 d/d’ye kadar rahatlıkla devir çevirebiliyor olması ki bu veri GT3 RS’i ve R’ı geride bırakıyor. Maksimum gücünü 8250 d/d’de üreten motorun 460 Nm’lik maksimum torku ise 6000 d/d’de ortaya çıkıyor. Veriler gerçekten etkileyici.
Söz konusu etkileyici verileri zemine yedi ileri çift kavramalı otomatik şanzımanla aktarmanız mümkün. O halde son zamanları en özel, en heyecan verici haberine gelebiliriz: GT3, bir kez daha, manuel şanzımanla sunuluyor. Artık otomatiğe tutsak değiliz. Yaşasın!
Fakat test aracım otomatik şanzımanlı. Sebebini sormayın, ben de bilmiyorum. Hadi yola çıkalım.
Manuel’in PDK’ya kıyasla 10 kg daha hafif olması bir yana, iki sistemin arasında bir başka önemli fark var. Otomatik modelin hidrolik pompası aynı zamanda arka akstaki elektronik kontrollü diferansiyeli çalıştırıyor. Manuel şanzımanda ise böyle bir pompa bulunmadığından, bu otomobillerde mekanik sınırlı kaydırmalı diferansiyel kullanılıyor. Dolayısıyla PDK’nın hızlı değişimlerinin ve hızlı diferansiyel karakterinin pistte çok etkili olacağı, manuel modelin ise daha özgür ruhlu ve daha keyifli olacağını düşünmekte bir yanlış yok.
Bir 911 GT3 alıyorsanız, piste çıkma ihtimaliniz kuvvetlidir diye düşünüyorum. Yine de, sadece yolda kullanacak olsanız dahi, otomobilin sürüş kalitesinin sahiden başarılı olduğunu söyleyebilirim.
Öyle ki, GT3 RS’i ve 911 R’ı kullanalı çok uzun zaman olmadı ama bu otomobiller konfor konusunda yeni GT3 kadar etkili hissettirmemişlerdi. Sıkı, kendinden emin ve konforlu bir otomobil… Derli toplu ve keskin bir karaktere sahip olan direksiyonun kendini merkezleme eğilimi başarılı. Motor ise pürüzsüz. GT3’te rafinelik adına çift ağırlıklı bir volan kullanılırken, RS ve R’da tek ağırlıklı volan tercih ediliyor. Buna rağmen, otomobilin yüksek performanslı atmosferik 911 ekolünü hakkıyla yaşattığına emin olun. Yol sürüşlerinde tam performanslı sürüş yapılmamasına rağmen, otomobille minik turlar atmak dahi harika.
Peki ya pistte? Tahmin edeceğiniz gibi, pist olayı bambaşka bir mesele… Gövde kontrolü kusursuz olan otomobille kerb’lerin üzerinden geçseniz dahi denge kaybı yaşanmıyor. Daima yedeğinizde kalan bir keskinlikten, süratten ve çeviklikten bahsetmek mümkün… GT Porsche’lerin mühendisliği ön plana çıkaran bu yanına bayılıyorum. Bir Ferrari’de direksiyon çok hızlıdır ama hissiyatı arka plana iter. McLaren bir şekilde rafine hissettirmenin meraklısıdır. Porsche ise farklıdır ve kendi tarzını keyif ile harika biçimde harmanlar. Otomobili inisiyatif almadan kullanırsanız bir miktar kafadan kayma eğilimi ortaya çıkıyor. Hatırladığımdan daha fazla bir miktar… Hatta GT3 ve GT3 RS arasındaki mukayesede, kafa tutunması konusunda küçük kardeşi hep başarılı bulurdum. Fakat bahsettiği durum bugüne özel olabilir. Lastik sıcaklığı, pist koşulları, benim modum… Kim bilir. Zaten söz konusu kafadan kayma eğilimini minik bir gaz girdisiyle düzeltmeniz mümkün.
GT3’ün güç bandında inanılmaz şeyler yapabildiğini söylemeliyim ki bu aralık 6000 d/d’nin üzerinde kalıyor. Bu devrin üzerine çıktığınızda, arka lastikleri yakarak çizgi daraltabilirsiniz, çizgi genişletebilirsiniz ve hatta çizgi değiştirebilirsiniz. Canınız nasıl isterse… Motorun yerinden dolayı otomobilin dengesiyle oynamak için ağırlığı kullansanız dahi, arka tekerlek yönlendirme sistemi sayesinde her yanından enerji yükselen bir sürüş karakteri bulunuyorsunuz.
Zaten otomobilin en özel yanı da bu… İsterseniz tüm gün boyunca deliler gibi tur zamanı kasın, isterseniz eğitimli bir holigan gibi yol sürüşü yapın. GT3 her şeye var. Bu sırada ne kadar çekiş gücü kullandığınızdan tutun da, ön tekerleklerin tutunma miktarına kadar her şeyi bilebiliyor olmak ise özel bir başarının sonucu.
Tüm samimiyetimle söylemeliyim ki bu testi manuel şanzımanlı bir GT3 ile yapmak isterdim fakat Porsche evvela PDK otomobillerin teslimini yapıyor. Porsche markasını biraz tanıyorsam, manuel şanzımanlı otomobille ilgili keşfedecek ve yazacak sayısız detay bulacağım. Hangi şanzımanı alırsanız alın, bu gerçek bir otomobil. Bugün biri gelip dünyanın en iyi sürücü otomobilini aradığını söylese, ona rahatlıkla bir GT3 önerebilirdim.
MATT PRIOR
911 MOTORLARI YARIŞA HAZIR
Eskiden Porsche’nin yol ve yarış makineleri farklılık gösterirdi. Mezger olarak bilinen yarış makineleri sadece GT3 ve GT2 gibi harcore modellere konurdu. 991 gövdeye kadar çıkan normal yol otomobillerinde ise standart motorlar kullanıldı. Artık işler değişti ve yazımıza da konu olan 4.0 litrelik motor, Cup yarışçısından RSR’a kadar birçok kompetisyon modele hayat verecek. Sadece egzozu modifiye eden Porsche, kalan birçok detayda mimariyi değiştirmeyecek.
0 comments