Sürüş İzlenimi | Peugeot 208 GTi by PS

Hot-hatch bugünlerde ne anlama geliyor? Ses sisteminden verilen yapay motor sesi, hissiz direksiyon veya bolca güç-bolca güvenlik sistemi olabilir mi? Sanırım günümüz üreticilerinin konuya bakış açısı böyle. Biri hariç…

Sıize uzun uzun Peugeot’un ve Peugeot Sport’un ürettiği ateşli hatchback’leri anlatmaya niyetim yok. Zira öyle yaparsam karşımda duran bu haşarı ufaklıktan yeterince bahsedemeyeceğim. Çünkü 80’lerden günümüze ışınlanmış fakat jet hızıyla 2000’lere adapte olmuş gibi duran bu adrenalin pompasıyla ilgili söylenecek çok şey var.

“208 GTi by PS” de ne demek oluyor? Karşımızda duran bu otomobilin ki farklı versiyonu var. Biri sadece “hızlı” bir 208 satın almak isteyenler için üretilmiş standart versiyon. Peugeot Sport tarafından hazırlanan versiyona göre daha “yumuşak” bir karakter sergileyen standart model, çift renkli kardeşinde bulunan önemli donanımlardan yoksun. Torsen kilitli diferansiyel ve Brembo frenler bunların arasında en önemlilerden.

Bir de Peugeot’un motorsporları bölümünün elinden çıkan bu özel versiyon var. Bıyık altından pis pis gülen ve GTi’yi kendileri için bir oyun alanına dönüştüren Peugeot Sport mühendisleri, bu özel otomobilin gerçek sahipleri. 208 GTi’da muhtemelen eski günleri yad ettikleri bir günün akşamında akıllarına gelen bir “geçmişe dönüş” projesi.

208 GTi by PS, daha uysal kardeşiyle aynı motoru kullanıyor. Daha önce de bir çok Peugeot ve BMW modelinde gördüğümüz (ki bu motor iki grubun iş birliğiyle üretildi) 1.6 litrelik THP motoru kullanan otomobil, 208 beygir güce ve 300 Nm torka sahip. GTi karakterine önemli bir katkı sağlayan ünite maksimum torkunu 3000 d/dak’da sunsa da hiç bir viteste güç veya tork eksikliği hissettirmiyor. 6500 d/dak’a kadar devir çevirebilen ünite, devir kesiciye girmesiyle 80’lerden ilk ipucunu veriyor. Motordan ve egzozdan gelen tınılar her ne kadar sizi mest etse de kabin içine çok fazla ulaşmıyor olması biraz can sıkıcı. Konfordan ödün vermemek adına başarılı bir yalıtımla sarmalanan GTi’nin kabininde camları aralamak zorunda kaldığımı itiraf edeyim.

Motor her ne kadar bir otomobilin kalbi olsa da GTi’de başrolde değil. Rolü kaptırdığı isim ise şasi ve altyapı. Torsen kilitli diferansiyelle donatılan ön bölüme hatırı sayılır miktarda sert bir ayara sahip süspansiyonlar eşlik ediyor. Arka kısım ise torsiyon çubuğunun kontrolünde. Toplam 1160 kilogramlık ağırlığa sahip 208 GTi, her türde virajı sorunsuz dönebilme kudretiyle donatılmış.

Önde kayma eğilimini haddinden fazla kötü zeminler haricinde hiç göstermeyen otomobil, kilitli diferansiyele çok şey borçlu. Standart modelin tork steer altında ezilen ve tutunma problemi yaşayan ön kısmından eser yok. Olay kontrolden çıksa bile gaz pedalıyla gireceğiniz küçük bir etkileşim kilitli diferansiyeli göreve çağırıyor ve çok sürmeden olmanız gerektiği yere dönüyorsunuz. Tüm bunları son derece direkt tepkiler veren ve yol hakkında sizi sürekli bilgilendiren bir direksiyon sistemiyle yapıyorsunuz.

GTi’nin arkası ise her an olaya dahil olmayı bekleyen bir fedai gibi. Küçük bir ağırlık transferiyle yahut sol ayak freniyle kaymaya başlayan arka kısım hiç bir zaman kontrol dışına çıkmıyor. Ön bölüme kusursuz itaat eden arka bölüm, eğlenmek istediğinizde harika bir oyun arkadaşı; kronometrede daha iyi zamanlar görmek istediğinizde ise en büyük destekçiniz oluyor. En çok kullanılan tabirle; “erik gibi kütür kütür” vites geçişleri ise keyfinize keyif katıyor.

Tüm bunları yaparken 323mm çapa ve 28mm kalınlığa sahip Brembo fren sistemiyle duran 208 GTi, 4 pistonlu frenleriyle ağzını açık bırakıyor. Hot-hatch sınıfının kompakt üyelerinde bile göremeyeceğiniz bu fren sistemi, otomobilin sınırları zorlamanız için sizi teşvik ediyor. Kaliteli asfaltta ABS sistemiyle hiç bir ilişki kurmadan otomobili stabil bir şekilde durduran fren sistemi, uzun soluklu maratonlarda da sizi yarı yolda bırakmıyor. Fakat tüm bu dinamikler için iyi bir lastik ve asfalt kombinasyonunun gerektiğini söylemeliyim.

Otomobilin içine oturduğunuzda sizi her ne kadar sıradan 208’lerle benzer bir kokpit karşılasa da önemli bir fark var: koltuklar. Peugeot Sport logosu taşıyan koltuklar neredeyse “bucket seat” formunda. Yanal destekleri ve omuz destekleri tüm eğlence sırasında sizi olduğunuz yerde tutmak için elinden geleni yapıyor ki bunu fazlasıyla da başarıyor. İdeal sürüş pozisyonunu kolayca bulabildiğiniz koltuklar, alcantara kumaşıyla kalite intibasını da yükseltiyor. Tüm bu “yarış koltuğu” kıvamındaki detaylara rağmen günlük kullanımda son derece rahat olduğunu da söylemek gerek.

Gösterge tablosunun etrafını saran LED aydınlatmalarla ve küçük çaplı deri direksiyon simidi üzerindeki kırmızı çizgiyle sürücüsünü ateşlemeye çalışan GTi, ne yazık ki diğer detaylarıyla sıradan bir 208’den ayrılamıyor. Daha özel bir sürücü gösterge tablosu veya kokpit detayları görmek isterdim. Fakat yine de genel kalite algısının yukarıda tutulduğu bir gerçek.

Tüm bu eğlenceli karakterinin yanında aynı zamanda ekonomik de olabilen Peugeot 208 GTi by PS ile 7 lt/100km’lik ortalama tüketim değeri yakalamayı başarabildim fakat bu ortalamanın çok uzun süre aynı düzeyde kalmadığını itiraf etmeliyim. Otomobilin dışındaki çift renkle başlayan heyecan furyası gaz pedalının taban halısıyla buluştuğu sahneyle sonlanıyor. Ortaya çıkan fatura ise 208 GTi’nin size yaşattıklarının yanında hiçbir şey.

Hem tutkularınızı ateşleme garantisi sunan hem de günlük kullanımda sırıtmayan bir safkan hot-hatch bulmak çok olabilir; tabi 208 GTİ by Peugeot Sport’tan sonra. Sürücü otomobillerinin neslinin tükenmeye yüz tuttuğu bu yüzyılda “gerçek” ve “duygusal” bir sporcu arıyorsanız cevap tam karşınızda.

Yazı: Mehmet Akif Doğan

Fotoğraflar: Gürkan Çağlar

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir