Opel’in karanlık günlerine güneş gibi doğan Insignia, aradan geçen 9 yılın ardından tamamen yenilendi. Yükseliş dönemi geride kaldı; sıra altın çağda.
Devam filmlerini bilirsiniz; çoğu zaman ilk filmin kalitesinden uzak olurlar. İlk film iyi bir gişe hasılatı yaptığı için daha fazlasını arzulayan yapımcıların aç gözlülüğüne kurban edilirler.
Peki bunun Insignia ila ne alakası var? Opel’i 2008 yılında ilk kez yollara indiği andan itibaren tabiri caizse dört köşe yapan Insignia işte o serinin ilk filmi. Grand Sport ise o ‘tutan’ filmin devamı. Fakat bir fark var; bu sefer 2. film ilk filmden çok daha iyi.
Yenilenmeyi ufak estetik dokunuşlarla tanımlayan bir çok markanın aksine; Opel, Insignia’yı tamamen yeniledi. Önceki neslinde bir çok insanın gönlüne taht kuran tasarımı çok daha keskin ve çok daha zarif bir forma eviren marka, ilk bakıştan itibaren giderek sevmeye başladığınız bir dış görünümle Grand Sport’u ortaya çıkardı. Güncel Opel modellerinden tanıdığımız köşeli gündüz LEDlerini ve ön panjurdaki Opel kanatlarını kullanmaya başlayan yeni otomobil, en büyük değişikliği ise ‘lift back’ formuna geçiş yapan arka bagaj kapağında yaşadı.
Yapısal olarak önceki modele göre hem uzayan hem de genişleyen Insignia, tek kaybı yüksekliğinden veriyor. 175 kg gibi büyük bir ağırlıktan kurtulan yeni Grand Sport, hareket halindeyken ağırlık diyetinin sürüş karakterini ne kadar ciddi boyutta etkilediğini hemen anlamanızı sağlıyor.
Insignia, adındaki ‘Grand’ takısıyla büyüdüğüne vurgu yapsa da yeni haliyle çok daha dinamik bir sürüş karakterine sahip. Önceki neslin hantal gövdesini sıkı bir spor programına sokan Opel, yeni otomobilini çok daha rekabetçi dinamiklerle piyasaya sundu. Sürüş konforu konusunda devasa bir yol kateden yeni Opel, bozuk zeminlerdeki rafine sürüşüyle göz dolduruyor. Aynı gün içinde kullanma fırsatı yakaladığım BMW 520d’den sonra kendime ‘acaba daha mı iyi?’ diye sorduğumu hatırlıyorum.
Yeni gövdesiyle birlikte 1.5 litrelik turbo sarjlı motoru da kullanmaya başlayan Grand Sport, 165 bg güce ve 250 Nm torka sahip. Ne yazık ki 165 bg olduğuna inanmakta güçlük çektiğim ünite, 1397 kilogramlık ağırlığa sahip otomobili ‘hakkı budur’ diyebileceğimiz şekilde hızlandıramıyor. 6 ileri tork konvertörlü şanzıman ise kesinlikle bu yenilik hareketine gölge düşürüyor. Geçişlerde fazla bekleyen şanzıman sıkışık trafikte sert hareketleriyle tüm konforunuzu çalıyor. Grand Sport’u 8 ileri otomatik şanzımanla ve 2 litrelik benzinli motorla denemek isterdim.
Yaşam alanında da büyük değişikliklere giden Insignia, karmaşık ve sürücüyü içine alamayan kokpitine veda etti. Grand Sport’la birlikte Astra’dan tanıdık gelen çizgilere sahip yeni konsola geçiş yapan otomobil, tam orta kısma yerleştirilen bilgi-eğlence sistemi ekranıyla ve yüksek donanımlarda sunulan sürücü gösterge paneliyle çok daha teknolojik ve sade bir görünüme kavuştu. İçerde sunulan yaşam alanı ise sınıfının sınırlarını aşacak düzeyde. Arka koltuklarında üst segmentindeki otomobillerden daha çok alan sunan Insignia’nın tek kusuru alçalan tavan dolayısıyla azalan baş mesafesi.
Üst donanım paketlerinde sunulan; daha büyük ve donanımlı bilgi-eğlence sistemi ekranı, masaj fonksiyonulu AGR koltuklar ve IntelliLux Led farlar gibi önemli donanımlar ne yazık ki test otomobilimizde bulunmuyor. Bose ses sistemini, FlexRide şasiyi, adaptif 4×4 sistemini ve daha bir çok donanımı yeni Grand Sport’la birlikte deneyimlemek için sabırsızlanıyoruz. Enjoy donanıma sahip test otomobilimizin fiyatı 138.500 TL. Sunduklarıyla Insignia Grand Sport’un rekabeti kızıştıracağı su götürmez bir gerçek.
Yazı:Mehmet Akif Doğan
Fotoğraflar: Gürkan Çağlar
0 comments