Onu uzun zamandır, çok uzun zamandır bekliyorduk. Maserati’nin ilk SUV modeli sonunda hazır. Porsche Cayenne’in kaygılanması gerekiyor mu? Göreceğiz…
Maserati SUV üretmekle ilgili niyetini ilk olarak 2003 yılında açık etmişti. Kubang isimli kaslı konsept Giorgetto Giugiaro tasarımıydı ve kaputunun altında V8 motor barındırıyordu. O otomobil hiçbir zaman gerçek olmadı ve Maserati 2001 yılında bir başka Kubang ile yeniden karşımıza çıktı. Dikkatle incelendiğinde altyapısında Jeep izleri görülen bu aracın üretim tarihi 2014 olarak belirtildi fakat aradan tam beş yıl geçti… Belki de bu gecikmenin sebebi otomobilin Jeep değil Maserati altyapısıyla üretilmesi ve Amerika’da değil, İtalya’da hazırlanmasıdır. Levante’nin tam zamanında ortaya çıktığı kesin: Hiç olmadık sayısız marka bu sınıfı kalabalıklaştırıp kar peşinde koşar da, İtalyanların başı kel mi? Bentley Bentayga, Jaguar F-Pace ve MG GS gibi örnekler sanırız yeterli olacaktır. Maserati’nin hedefinde direkt olarak Porsche Cayenne (ve diğer okkalı SUV’ler) var ki bu hedef hem satış, hem de dinamizm konularını kapsıyor. Bu yüzden büyük ve pahalı bir otomobil beklentisine girebilirsiniz. Fakat Levante düşündüğünüzden daha kompakt ve uygun fiyatlı bir makine. İngiltere’deki başlangıç fiyatı 55.000 sterlin olarak belirlenen 271 bhp gücündeki V6 dizel Levante direkt olarak 260 bg’lik Cayenne V6 dizel ile 380 bg’lik Cayenne V8 dizelin ortasına düşüyor. Ayrıca otomobilin Range Rover Sport’tan, birçok Mercedes-Benz GLE’den ve Volvo XC90’dan daha ucuz olması kayda değer bir detay.
Henüz donanımsal detaylar netleşmemiş olsa da, Maserati’den söz ettiğimiz için Levante’de sunulması gereken birçok önemli donanım söz konusu: Otomatik yükseklik ayarlı adaptif havalı süspansiyonlar, elektronik kontrollü amortisörler, tork vektörleme, arka aksta mekanik kilitli diferansiyel ve çoklu malzemeli hibrit gövde panelleri gibi… Bagaj bölümündeki açıklığı %20 daha geniş olduğu halde, Levante’nin gövde rijiditesi Ghibli’den daha yüksek çünkü burada arazi sürüşü gibi önemli bir kaygı da mevcut. Öndeki yürüyen aksam mimarisi, ön süspansiyonlar, kapılar, çamurluklar, kaput ve bagajın büyük bölümü alüminyumdan imal ediliyor. Ayrıca bazı kısımlarda magnezyum bile kullanılmış. Buna rağmen dizelin ağırlığı 2205 kg. Kıyaslama yapmak açısından çelik gövdeli XC90 D5’in 2009 kg, alüminyum cenneti Range Rover Sport TDV6’nın 2115 kg, yine alüminyum Audi Q7’nin ise 2245 kg olduğunu hatırlatalım. Ghibli ve Quattroporte’de de kullanılan dizel motorun güncel bir versiyonu olarak kabul edebileceğimiz VM Motori V6 güç ünitesi 275 bg güç üretiyor. Bu veri sizin için yeterli değilse twin-turbo beslemeli V6 benzinli motorların 350 bg veya 430 bg güç ürettiğini hatırlatalım.
Böyle bir otomobilde ağırlık merkezinin konumunu ve hareketlerini sürekli olarak monitörleyen bir sistemin yer alması sizce de ilginç değil mi? Öyle ki bu sistem yolcuların oturma biçimden, bagajdaki eşyadan veya tavandaki portbagajdan etkilenen ağırlık merkezine göre aksiyon alıyor. Levante program sorumlusu Federico Landini otomobilin ağırlık merkeziyle ilgili değişimi anlamak için birkaç saniyeden fazlasına ihtiyaç duymadığı ve bu sayede sınıfındaki bütün rakiplerinden daha az öncen kaydığını söylüyor. Hatta tezini kanıtlamak için birtakım grafiklerin sunumu yapıyor. Tabii bunda 51/49’luk ön/arka ağırlık dağılımının ve torkun %90’ını default olarak arka aksa yollayan dört tekerlekten çekiş sisteminin payı büyük. Bu arada tork dağılımının 150 milisaniye içinde yeniden düzenlenebildiğini de ekleyelim. Ayrıca dağılımı kabindeki ekran üzerinden oldukça çarpıcı grafiklerle takip etmeniz de mümkün.
Pist sürüşlerinde otomobilin az önce bahsettiğimiz silahları o kadar iyi çalışıyor ki, dinamik açıdan incelediğinizde 430 bg gücündeki benzinli V6 motorla yürüyen araca kıyasla çok da ciddi bir farklılık hissetmiyorsunuz. Firmanın amacı, hangi motora sahip olursa olsun, Levante’nin hızlı gitmeyi keyifli kolay ve konforlu bir formata sokması. Balocco’daki uzun test parkurunda zorladığımız test aracımız, Maserati mühendislerinin bu amaca başarıyla ulaştığını kanıtlıyor. En azından kuru zeminde… Levante’nin tutunma miktarı, gövde kontrol yeteneği ve yön değiştirme hevesi kısa süre içinde bir SUV kullandığınızı unutmanızı sağlıyor. Öyle ki altınızdaki şeyin iyi huylu ve arkadan itişli hızlı bir hatchback olduğunu düşünebilirsiniz.
Levante’nin önden kayması elbette mümkün. Balocco’nun dar ve kaygan zeminli birkaç virajında sağ ayağınızı zemine yakın tutmakta ısrar edin ve ön tarafın açılmaya başlamasına şahit olun. Hatta ESP sisteminiz devre dışı ise açılma miktarı epey dramatik olacaktır. Fakat gaz pedalını hafifçe bıraktığınız anda otomobil hemen çizgisini buluyor ve gözünü yeniden apekse dikiyor. Birçok virajda şaşırtıcı derecede hızlı ve başarılı biçimde ilerleyen Maserati’ye olan aşinalığınız arttıkça gaz pedalını kullanarak çizgi yapmaya başlıyorsunuz. Ayrıca frenler de çok etkileyici. Maserati yetkilileri otomobilin 100 km/s – 0 km/s frenajını sınıfının en kısa mesafede tamamlayan üyesi olduğunu iddia ediyor. Oldukça akıcı ve pürüzsüz değişimler yapabilen sekiz ileri otomatik şanzımanın vites düşürme sırasında devirleri eşitlemesi ise yüzleri güldürüyor. Dizel motorlu Levante’nın hızlanmasıan diyecek yok ki bizi asıl etkileyen şey, otomobilin Maserati logosunun hakkını verebilecek kadar çevik ve becerikli olması…
En güçlü benzinli V6 motor daha da heyecan verici hissettiriyor ve acayip sesler çıkarıyor. Öyle ki kulaklarınızı İtalya kaynaklı sanatsal seslerle dolduran bu üniteyi bir spor otomobile koysanız hiç sırıtmayacaktır. Bu motorun ağırlığından dolayı viraj giriş hızınız biraz düşse de, burada daha az öncen kayma yaşanıyor ve ayağınızı gaz pedalına attığınız anda Maserati’den beklenen türden bir keyif yaşamaya başlıyorsunuz. Levante’nin ilk başta kullandığımız dizel motrolu versiyonu bile sert kabul edilebilecek bir karaktere sahipti ki benzinli motorla yürüyen test aracımız daha da sert davranıyor. Bu yüzden ülkemizin yollarına dizelin biraz daha uygun olma ihtimali yüksek.Arazi sürüşü mü? Bir Maserati ile mi? Neden olmasın! Levante’nin cebinde yükseklik ayarlı süspansiyon sistemi, eğim iniş kontrolü ve tork zenginliği gibi önemli silahlar mevcut. Ayrıca torkun çok kısa sürelerde dağıtılabildiğini de unutmamalı. Sedan kardeşlerine kıyasla daha fazla tekerlek mesafesine sahip olan Levante, sımsıkı gövdesi ve birkaç arazi moduyla işleri beklediğinizden daha iyi yürütüyor.Konu otomobilden keyif almaksa, birçok Levante sürücüsünün ilk sıraya kabindeki kaliteyi koyacağına eminiz. Kabin çok modern ve çok şık.
Bu yüzden geçmişin bazı Maserati modellerindeki kalabalık mimariyi burada görmeyi beklemeyin. Direksiz kapılar, fazlasıyla elegan ve kaliteli bir deriyle kaplanmış konsol ve koltuklar, sedan Maserati’lerdekine kıyasla daha kullanışlı ve modern bir bilgi-eğlence sistemi ve son olarak, bu markada hiç alışkın olmadığımız yüksek oturma pozisyonu yüz güldürüyor. Mercedes kullanıcıları burada sinyallerin, sileceklerin ve farların tek bir kol üzerinden kontrol ediliyor olmasını yadırgamaz diye düşünüyoruz. Klas direksiyon simidinin gerisindeki manzara ise alüminyum vites değiştirme kulakçıkları tarafından işgal ediliyor. İyi ki de ediliyor…
Pratiklik bir Maserati için hiç bu kadar önemli olmamıştı çünkü bu detay bir SUV’nin olmazsa olmazları arasındadır. Levante geniş ön bölümü, yeterince derin olmamasına rağmen fazlasıyla uzun bagajı, kolayca katlanan arka koltukları ve içgüdüsel bilgi-eğlence sistemi ile pratiklik bahsinde kıymetli puanlar kazanıyor. Arkadaki konfor seviyesi kısıtlı ayak mesafesine rağmen fena sayılmaz. Ayrıca kabindeki saklama alanları sınıf ortalamasının gerisinde kalmıyor. 189 g/km’lik emsiyon değeri ise kaç kişinin umurundadır bilinmez ama çok sayıda karşılaştırmayı kazanmayacaktır.
Şayet geniş, aristokratik, fazlaca pratik, hızlı ve iyi tutunan bir SUV isterseniz Maserati’yi bir görün deriz. Rahatlatıcı bir tazeliğe sahip olan otomobilin fiyat/fayda oranı başarılı olduğu gibi, arazi kabiliyeti de gerçekten yüksek. Son zamanların elektronik sistemlerinden ve süslü oyuncaklarından (park asistanı yahut devasa bilgi-eğlence ekranları gibi) fazla destek almamasına ve V6 benzinli motoru firma karakterine daha fazla uyum sağlamasına rağmen buradaki yakışıklının size ve yolcularınıza güzel yolculuklar sunacağı kesin.
RICHARD BREMNER
0 comments