Geçtiğimiz günlerde Ariel’in patronu Simon Saunders ile gerçekleştirdiğimiz sohbetin eğlenceli ve özel bilgilerde dolu bir kısmı yayınlanan röpörtajda bulunmasa da kesinlikle paylaşılmayı hak ediyor. Bunlardan bir en ilgi çekici olanı: “Yüzsüz ve ciddiyetsiz olmak istemem ama şöförle kullanılacak bir limuzin bile üretebiliriz. Bu Atom’un çok ötesinde olacaktır ve yılda sadece dört adet üretebiliriz. Ama satın alabileceğiniz açık ara farkla sürüşü en iyi limuzin olacaktır çünkü amacına uygun üretilecektir.” Saunders Ariel’in ürün çeşitliliği sağlayabileceğinin ,tam anlamıyla ciddi olmasa da, altını çiziyor.
Ama küçük işletmelerinin birer birer hafif spor otomobiller sunduğu bu dönemde –genelde oturmuş ve kalabalık pazarlarda görüyoruz- herkesin tek şansı olduğu için üretim bittikten sonra ortaya çıkan ürünü deneyecek ve farklılaştırabilecek kişileri bulmanın ne kadar zor olacağından bahsediyor. Bense bu limuzinin elektrik gücü kullanacağını, yolculardan uzakta bir kenarda duran ufak, sessiz, içten yanmalı bir motordan destek alacağını hayal ediyorum. Alüminyum uzay kafesinin yerle bağlantıyı havalı amortisörlerle sağladığı, uzun bir kaputa gerek duyulmayan –herhangi bir kaput da olabilir- bir otomobili kafamda canlandırıyorum. Materyaller ve tasarım konusundaysa kabini konsept otomobil boyutunda çılgınca tasarlanmış bir otomobil olabilir. Evet bu otomobili geliştirmek plastik gövdeli bir spor otomobili geliştirmekten çok daha pahalı olacaktır ve eminim yüzlerce satılmayacaktır ve otomobili bir araya getirmek bile epey maliyetli olacaktır. “Büyük üreticilerin yapmadığı, cesaret edemediği veya yapamayacağı ne varsa bizim için uygun olan odur.” Diyor Saunders. Ariel’in hali hazırda kafa patlatması gereken limuzinden başka projeleri var. Ama bir başkasının denediğini görmek isterim.
l BİR OKURUMUZ YAZMIŞ.
Bu her zaman benim için bir zevktir ama bugün daha da önemli. Çünkü geçen günlerde yazdığım özel bir haberle ilgili. Evet diğer köşe yazarları Takata hava yastıklarından, Volkswagen’in hileli yazılımlarından bahsederken sayfanın bana ayrılan bu kısmı dünyanın en meşhur garip isimli otomobili olan Nissan Pantry Boy Supreme’in var olmadığı sürprizine yer vermişti. Ben yerimi bilirim. Supreme hiçbir zaman var olmadı. Muhtemelen de olmayacak. Pantry Boy Supreme’in var olmadığı fikri muhabirim için sürpriz değildi-çünkü kendisi başta, milenyumun başında bize yazdığı ve yayınladığımız mektubunda bunu uydurmuştu. Bir dahaki sefer arşivi karıştırıp bulmak için saatlerimi harcıyor olacağım.
YAZI: MATT PRIOR
0 comments