Estetik operasyon geçiren yeni X-Trail, en donanımlı haliyle Autocar ve Rallivideo ekibini Yeşil Bursa Rallisi’ne taşıdı. Peki tüm silahlarını kuşanan X-Trail ne kadar iyi? Görelim…
Rallivideo’yu Autocar ve Lift çatısı altındaki diğer yayınlar için hazırladıkları güzel videolardan tanırsınız. Hafta içi yan yana masalarda çalışsak da hafta sonu yaklaştıkça planlar yapılmaya başlanır; ‘’abi Cumartesi tırmanma var. Kim gidiyor?’’ veya ‘’hafta sonu Ege Rallisi’ne gelen var mı?’’. Rallivideo yarışı herkese ulaştırabilmek için video ve fotoğraf çekmeye gider biz ise keyifle izlemeye.
İşte yine böyle bir Perşembe mesaisinde Egemen’den beklenen soru geldi: ‘’Yeşil Bursa Rallisi’ne gidelim mi?’’. Sanki o an aklımdan geçenleri okumuş gibi sorduğu bu soruya cevap bile vermeden yeni bir soruyla karşılık verdim: ‘’neyle gidiyoruz?’’. Gün içinde teslim edilmesini beklediğimiz yeni Nissan X-Trail ise bu sorunun şanslı cevabı oldu. Takip eden bir kaç saat içinde ise kendimizi çoktan planları yapmış, detayları konuşurken bulduk.
Estetik operasyondan yeni çıkan X-Trail, ekipte küçük çaplı bir bayram havası yaratmadı değil. X-Trail’in bagajının genişliğini hatırlattıktan sonra ekipmanların fazlalığından yakınan Fatih gitti yerine bir anda ‘’şunu da alalım lazım olur’’ diyen Fatih geldi. Yola erken saatlerde çıkmanın en çok mutsuz ettiği isim Ozan ise arka koltukla ilgili uyku planlarını çoktan tamamlamıştı. Yalan yok; diğer test otomobili alternatifimiz olan ticari aracın direksiyonunda olmaktansa X-Trail’in direksiyonunda olmayı tercih ederdim ki ettim de.
Cumartesi sabahının ilk ışıklarıyla fotoğrafçılarımız Savaş Yılmaz ve Ateş Kantürk’ü de alarak yola çıktık. Şunu belirtmeden geçemeyeceğim; Egemen ve ben Bursa planına dahil olmasaydık, Savaş Yılmaz’ın 1998 model Jeep Cherokee’si muhtemelen Yeşil Bursa Rallisi’nin taş ve toprak etaplarını arşınlayacaktı. Off-road meraklısı Savaş Yılmaz için Cherokee’sinin eksikliği başta üzücü olsa da Nissan X-Trail ile geçirdiği ilk 5 dakikanın ardından ön yargıları yıkıldı. Öyle ki Pazar günü yaptığımız dönüş yolculuğunda Savaş Yılmaz’ı X-Trail’den ayırmakta güçlük çektik.
Makyaj operasyonuyla birlikte yeni bir yüze kavuşan X-Trail’i yolculuk boyunca bir çok insanın ilk kez gördüğünü bildiğimizden sürekli bize doğru dönen bakışları umursamamaya çalıştık. Fakat her ne kadar dış görünümünde çok fazla değişik olmadığını bilsek de mola yerinde ‘gözümüzün önüne’ koyduğumuz aracı uzun uzun inceledikten sonra farkettik ki mavi rengiyle, krom detaylarıyla ve LED gündüz sürüş aydınlatmalarıyla X-Trail’in albenisi pekiştirilmiş. ‘Premium SUV’ intibası uyandırmakta ciddi anlamda başarılı olan yeni Nissan, sadece görünümüyle değil elektrikli bagaj kapağı ve direksiyon ısıtması gibi donanımlarıyla da bu izlenimi kuvvetlendiriyor.
Yolculuk esnasında konforumuz için elinden geleni yapan süspansiyonlar, deri koltuklar ve çift bölgeli klima, nasıl bittiğini anlamadan Bursa’ya ulaşmamızı sağladı. 8 adet hoparlöre ve 2 adet woofer’a sahip Bose ses sistemi ise bizim gibi ‘çok konuşan’bir ekibi bile konuşmaktan alıkoyacak kadar iyiydi. Fakat yine de Ateş Kantürk’ün 1.5 saat boyunca arka diz mesafesine methiyeler düzmesine engel olamadı.
Süspansiyonlar demişken; bu konuya özel bir paragraf açmak boynumuzun borcu. Ciddi anlamda üzerinde çalışıldığını hissettiren süspansiyon sistemi her türlü zeminde ‘harika’ çalışıyor. Yamalı asfaltta, düzgün asfaltta, toprak zeminde, taşlık zeminde, mıcırlı yollarda ve daha bir çok farklı tarzda yolda uzun uzun kullanma fırsatı bulduğumuz X-Trail, tüm zeminlerden alnını akıyla çıktı. Yolcularının konforunu koruma konusunda tüm övgüleri toplayan süspansiyon sistemi, sadece otomobilin sınırlarında biraz fazla yumuşak kalmasıyla eksi not aldı.
Nissan X-Trail ne yazık ki aynı memnuniyeti şanzıman cephesinde sağlayamadı. X-Tronic adını verdiği CVT şanzımanı Micra’dan X-Trail’e kadar bir çok otomobilinde kullanan Japon üretici, CVT şanzımanlar konusundaki inadından bir an önce vazgeçmeli. Otomobilin hızlanma performansını doğrudan baltalayan X-Tronic şanzıman her ne kadar ‘kademeli’ yapısıyla CVT olduğunu gizlemeye çalışsa da istikrarsız çalışma yapısı onu ele veriyor. Hele ki arazi şartlarında ve eğimli zeminlerde gaz pedalıyla arasında kilometreler varmış gibi davranması X-Trail’in tüm imajına zarar veriyor.
X-Tronic şanzımanı Renault-Nissan grubunun 1.6 litrelik dCi dizel motor kombinasyonuyla kullanan X-Trail, ancak ‘yeterli’ sayılabilecek bir performansa sahip. 1565 kilogramlık gövdeyi hareket ettirmekte zorlanmayan ünite ne yazık ki otoyol sürüşlerinde ara hızlanmalarda yetersiz kalıyor. Gaz pedalına nazik davranıldığında 5.5-6 lt/100km gibi ekonomik sayılabilecek rakamlara imza atan X-Trail, performans istediğinizde size 10-11 lt/100km’lik bir fatura çıkarıyor. Tabi ki faturanın hakkı diyebileceğimiz düzeyde bir performans da sunamıyor. 2 litrelik dCi dizel üniteyi vergi dilimi problemiyle karşılaşmayacak olsa Türkiye’de satılan X-Trail’de görmek isterdim.
Yaşam alanında kullandığı malzemelerle ve bolca deriyle ‘kalite’ algısını yükseğe çeken X-Trail, elektrikli ve ısıtmalı sürücü koltuğuyla ‘premium’ imajını devam ettiriyor. Önemli bir detay ise arka koltuklarında ısıtıcı özelliğine sahip olması. Kendi rakipleri arasında eşine az rastlanacak türden bu donanımla Nissan’ın X-Trail’den ne kadar çok şey beklediğini bir kez daha anlıyorum. JATO’nun verilerine göre 2016’da dünyanın en çok satan SUV’u olan Nissan X-Trail, elindeki kartları kuvvetlendirerek önümüzdeki yıllarda daha fazlasını istiyor.
Ama ama ama… Japonları anlamak çok zor. Bu kadar özenle hazırlanan detayın yanında sanki ‘after-market’ bir markadan satın alınmış gibi duran bilgi-eğlence sistemi ve sıradan gösterge tabloları X-Trail’in ayağına çelme takıyor. Hem grafikleriyle hem dokunmatik tepkileriyle hem de ‘kullanışsız’ yapısıyla yüzleri düşüren sistem, uzun zamandır Nissan modellerinde karşımıza çıkan tuş yapısıyla Japonların bu konuyu en sona bıraktığını ve üzerine fazla düşmediğini kanıtlıyor. Güncellemeyle birlikte gelen yeni direksiyon simidi her ne kadar tüm tasarımı ileriye taşımaya çalışsa da sürücü gösterge tablosu sönük yapısıyla ‘yeni otomobil’ algısını desteklemiyor. Sürücü gösterge tablosunun ortasına yerleştirilen renkli bilgi ekranı ise sunduğu verilerle ve grafikleriyle olumsuz havayı dağıtmak için elinden geleni yapıyor.
Yeşil Bursa Rallisi’nin ‘kırıcı’ etaplarına en hızlı şekilde ulaşmak için seçtiğimiz ‘zor’ yollarda ne yazık ki X-Trail’in dört çeker olmadığı gerçeğini hatırladık. X-Trail her ne kadar elinden geleni yapsa da eninde sonunda iki çeker bir SUV’un geçemeyeceği kısımlarla baş başa kaldık. Bazı bölümlerde geri vitesle dik yokuşları çıkmak bizi ileriye taşısa da hem test otomobiline zarar vermemek hem de dağ başında mahsur kalmamak adına başka yollara yöneldik. Hem otomatik hem de dört çeker bir X-Trail güzel olur muydu? CVT şanzıman olmasa evet…
X-Trail ile geçirdiğimiz 2 yorucu günün ardından Pazar akşamı İstanbul’a dönüş yaptık. Yorgunluktan mı yoksa X-Trail’in konforundan mıdır bilinmez tüm yolcular birer birer ‘sızdı’. X-Trail ile baş başa kaldığımızda ise Yorgunluk Algılama Sistemi ve Kör Nokta Uyarı Sistemi beni uyarılarıyla güvende tutmak için elinden gelen çabayı harcadı.
Hem yolculuk sırasında hemde Yeşil Bursa Rallisi’nde bize konforlu bir yolculuk sunmak için çabalayan X-Trail, tüm ekibin memnuniyetini kazanmayı başardı.Tabi 190.900 TL’lik fiyat küçük bir şaşkınlık yaratmadı değil. Fakat sunduklarıyla ve bir çok detayıyla ‘premium’ SUV’lardan rol çalan bu Nissan, fiyatını hak etmek için elinden geleni yapıyor.
0 comments