Hedefinde BMW X1 ve Audi Q3 gibi modeller olan E-Pace, Jaguar’ın en çok satılan modeli olmaya hazırlanıyor.
Sayfalarımızda ilk resmi fotoğraflarını gördüğünüz Jaguar E-Pace bu yılın sonlarına doğru satışa sunulacak. Şirketin ikinci SUV modeli olan E-Pace’ten birkaç ay sonra ise elektrikli bir SUV olan I-Pace tanıtılacak.
BMW X1 ve Audi Q3 gibi araçlarla rekabet etmeye hazırlanan E-Pace’in en çok satılan Jaguar modeli olması bekleniyor ki bu aracın ortaya çıkışıyla birlikte Jaguar’ın sedan ve spor otomobil satışından daha fazla SUV satışı yapması söz konusu.
E-Pace’i küçük ve uygun fiyatlı bir F-Pace gibi düşünebilirsiniz. Çarpıcı tasarımıyla büyük kardeşinden ayrılan otomobilin satış sürecindeki en güçlü iki silahından diğeri ise sürüş dinamikleri olacak.
E-Pace’in tasarım ve dinamizm unsurları ön plana çıkarılsa da, otomobilin pratiklik ve kullanışlılık gibi diğer önemli unsurlarda da en az rakipleri kadar iyi olacağı söyleniyor. Jaguar tasarım şefi Ian Callum’a kulak verelim: ‘Jaguar olarak geçmişte iyi yaptığımız şeyleri yeniden iyi yaptığımızı gösterebilmek için her anlamda rakiplerimizden daha fazlasını sunmalıyız.’
Land Rover Discovery Sport’ta da kullanılan D8 isimli platforma kurulan E-Pace, yol sürüşleri için uyarlanmış karakteri ile kuzeninden ayrılıyor. Otomobilin şef mühendisi Graham Wilkins’in tanımı oldukça dikkat çekici: ‘Disco Sport’un Jaguar versiyonu…’
Beş kapılı ve beş kişilik bir otomobil olan E-Pace, Magna Steyr tarafından Avusturya’da üretilecek. Enlemesine yerleştirilmiş motorlara sahip olan diğer JLR modellerinin (Discovery Sport ve Range Rover Evoque) üretildiği Halewood fabrikasında yeterli kapasite kalmadığından böyle bir karar alındığını belirten yöneticiler, E-Pace’in her sene altı haneli üretim rakamları göreceğinden bahsediyor.
X-Type’tan bu yana çelik gövdeli, enlemesine motorlu ve önden çekişli ilk Jaguar modelinden söz ediyoruz. Bu arada, önden çekiş demişken, E-Pace’in önden çekişli versiyonunun yalnızca 150 bg gücündeki 2.0 litrelik dizel motor ve altı ileri manuel şanzımanla beraber sunulacağını bilmelisiniz. 180 bg gücündeki 2.0 litrelik dizel motor ise önden çekiş veya dört tekerlekten çekişin yanında, manuel veya dokuz ileri otomatik şanzıman seçenekleri de sunuyor. ‘Önden çekişli otomobilimizin de, diğer Jaguar’lar gibi, fazlasıyla keyifli bir sürüş sunacağını söyleyebilirim,’ diyor Wilkins.
JLR’ın dört silindirli, turbo beslemeli dizel ve benzinli motor seçenekleri E-Pace’e hayat verecek. Serinin başını çeken motor ise 300 bg gücündeki 2.0 litrelik benzinli. E-Pace’in bu motorla 0-100 hızlanmasını 6.4 saniyede tamamlayacağı ve 243 km/s’ye kadar hızlanmaya devam edeceği söyleniyor.
Audi’nin 367 bg’lik RS Q3 Performance modeli bu segmentin en güçlü otomobili. E-Pace veriler açısından Alman rakibinin gerisinde kalsa da, Jaguar tarafı dinamik yetenekler bakımından önde olacaklarını iddia ediyor.
Wilkins otomobilin önden çekişli temellerinin sürüş karakteri bakımından kendileri için sorun teşkil etmediğini söylüyor: ‘Böyle bir otomobil yapıyorsak, sürüşün de tasarım kadar etkileyici olması gerekir. E-Pace’in mekaniği 300 bg’lik modeli dahi gayet eğlenceli kılacak türden bir altyapıya sahip.’
Önde MacPherson, arkada çoklu bağlantılı süspansiyon mimarisine sahip olan E-Pace’in şasisi, dört tekerlekten çekiş ve adaptif süspansiyon sistemleriyle beraber, sportif yol sürüşleri için elverişli olacak şekilde hazırlanmış. Ön kısımdaki kamber açıları bu amaca uygun olarak tasarlanan otomobilin ön yürüyenindeki yarı sabit bağlantılar ise direksiyon hissiyatını güçlendiriyor.
‘Dört tekerlekten çekişli ve yüksek oturma pozisyonlu olsa da, sürüşü gerçek bir Jaguar’dan farksız,’ diyor Wilkins. Birçok versiyonda standart olan dört tekerlekten çekiş sisteminin yanında, sadece en güçlü dizel ve benzinli motorlarda sunulan Active Driveline teknolojisinden de bahsetmek gerekir. Sakin sürüşlerde arka aksa güç iletimini kesen bu sistem yakıt tasarrufu sağlıyor ve gerekli durumlarda iki aks arasında güç dağılımı yapabiliyor. ‘Active Driveline sistemi otomobilin arkadan itişli gibi hissettirmesini sağlıyor. Bu sistemin ayarları eğlence önceliğiyle yapıldı,’ diyor Wilkins.
1700 kg çeken E-Pace ana rakiplerinden çok daha ağır bir otomobil. Jaguar tarafı bu durumu D8 mimarinin sunduğu otantik SUV hissiyatıyla kapatıyor. Wilkins ise yüksek mukavemetli çelik ve kaputta, bagajda ve tamponlarda kullanılan alüminyum sayesinde ağırlık açısından önemli iyileştirmeler yaptıklarını hatırlatıyor.
Gelelim ölçülere: Uzunluk 4345 mm, genişlik 1984 mm, yükseklik 1649 mm, aks aralığı ise 2681 mm. Sınıfının en kısa otomobili (X1 4439 mm, Q3 4388 mm uzunluğunda) olsa da, 577 litrelik bagaj hacmiyle dikkat çeken E-Pace, bu bahiste X1’in 505 litresi ile Q3’ün 420 litresini gölgeliyor.
Ön tekerleğin önündeki uzamayı farlarda kullanılan enlemesine vurgular ve köşelerdeki detaylar ile akıllıca kamufle eden Jaguar tasarımcıları, E-Pace için F-Type’tan ilham almış. ‘Sportif ve sağlam duruşlu bir otomobil,’ diyor Ian Callum.
F-Type etkileri özellikle ön kısımda belirgin biçimde hissediliyor ki Callum bu otomobilin ‘arsız bir F-Type hayranı’ olduğunu söylüyor. Arka kısımda ise ‘şikan’ grafikleriyle bezenmiş devasa LED aydınlatmalar yer alıyor. Standart jant ölçüsü 17inç olsa da, bu ölçüyü opsiyonlar üzerinden 21inçe kadar büyütmek mümkün.
İç mekana bakıldığında sürücü odaklı bir tasarım ön plana çıkıyor. Kabindeki bazı bölümleriyle yine F-Type’ı hatırlatan otomobilin otomatik şanzıman kontrolü ise gelenekselleşen çevirmeli butonla değil, ‘normal’ bir vites kolu üzerinden idare ediliyor. ‘Sportif hissettirmesini istedik, bu yüzden F-Type’tan ilham aldık,’ diyor Callum. ‘Ayrıca iç mekandaki kalite hissiyatının güçlenmesi için materyal tercihi ve kullanımı konularında çok titiz davrandık.’
Kabinin ön kısmında SUV hissiyatı veren yüksek bir oturma pozisyonu mevcut. Arka kısımda ise, Audi Q3’ten ziyade Audi Q5’le yarışacak bir diz mesafesi olduğu iddia ediliyor. Birçok eşya saklama alanı ise Jaguar’ın ısrarla vurguladığı pratiklik konusunda etkili olacaktır. Bu arada arka koltukların yatırılmasıyla 1234 litrelik bir yükleme alanının ortaya çıktığını da belirtelim.
‘Pratiklik en önemli şeydir,’ diyor Ian Callum. ‘Saklama alanları için hiç olmadığı kadar uğraştık çünkü Jaguar daha önce bu konuyla hatırlanan bir marka olmadı. E-Pace’in bu konuda sınıf liderliğine oynayan kullanışlı bir otomobil olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.’
Genç sürücüleri etkilemek için otomobilde birçok bilgi-eğlence ve bağlantı fonkisyonu sunuluyor. 10inçlik dokunmatik ekrana sahip olan InControl Touch Pro sistemi standart sunuluyor. Bunun yanında, opsiyonel olarak sunulan TFT gösterge paneli sayesinde, navigasyon haritası da dahil olmak üzere birçok menüyü direksiyonun gerisinden takip etmek mümkün hale geliyor.
Sekiz cihaza kadar bağlantı sağlayan 4G wi-fi hotspot, beş adet USB portu ve F-Pace’ten hatırladığımız giyilebilir anahtar opsiyonu E-Pace’in teknoloji başlığında elini güçlendiren diğer detaylar. ‘Bağlantı teknolojileri önemli,’ diyor Wilkins. ‘Artık bu konuda güçlü olmayan bir otomobilin tam anlamıyla başarılı olma şansı kalmadı. Bu teknolojiler gerçekten gerekli…’
Callum otomobilin üç kapılı ve daha da sportif bir versiyonunu hazırlamak istediyse de Jaguar yönetimi talebini reddetmiş. Buna gerekçe olaraksa, üç kapılı Range Rover Evoque satışlarının beş kapılı modele kıyasla fazlasıyla düşük kalması gösterilmiş.
E-Pace bu yılın sonlarına doğru Avrupa’daki birçok pazarda satışa sunulacak. Fiyatların İngiltere’de 28.500 sterlin bandından başlayıp 45.660 sterlin bandına kadar erişmesi bekleniyor. Üretim ve teslimatta Avrupa’ya öncelik veren Jaguar, bir yıl sonra Çin’de üretime başlamayı ve E-Pace’i Çin pazarına bu şekilde sunmayı planlıyor.
IAN CALLUM, JAGUAR TASARIM ŞEFİ
Küçük bir otomobil tasarlamak zor mu?
Evet, özellikle de Jaguar gibi bir marka için… Alçak ve uzun otomobilleriyle bilinen bir marka olduğumuzdan E-Pace’in kendisini farklı bir yaklaşımla ifade etmesini sağlamamız gerekti. Örneğin aracın köşelerindeki tasarımsal detayların amacı budur. Tampon-tekerlek mesafelerini artırmak mümkündü ama böyle bir şey istemedik Sorun çözmeyi seviyorum. Kimi tasarımcıları yapamayacaklarını söyleyip çekilirler. Bense yepyeni bir otomobile bambaşka bir karakter aşılamayı seviyorum.
Sizce küçük SUV’lerin bir zaman sonra birbirlerine benzeme riski var mı?
Homojenleşme diyelim… F-Pace’i hazırlarken en önemli şeyin pratiklik olduğunu fark ettik. Bu sınıfta tur zamanlarının hiçbir önemi yok. Burada yüksekte oturup farklı öncelikler kovalayan müşterilerden bahsediyoruz. Bu yüzden segmentteki modellerin genel olarak benzeştiği bazı başlıkların olması çok doğal. Yine de E-Pace’in farklılaşması için elimizden geçelinin en iyisini yaptık. İnsanlar tasarım için otomobil alır. Tavan çizgimize bir baksanıza!
E-Pace’in gelişim süreci ne kadar zaman aldı?
Düşünsel tasarı kısmını saymazsak üç buçuk yıl. Bir tasarım modeli hazırladık ve birkaç ay içinde üretim onayı aldık. İngiltere’deki patronlardan tutun da, Hindistan’daki patronlarımıza kadar herkes otomobile bayıldı. Her şey hızlı başladı, hızlı gelişti. Açıkçası doğru zamanda doğru yerde olduğumuzu düşünüyorum.
Jaguar’ın yeniden önden çekişe dönmesi içeride tedirginlik yarattı mı?
Buradaki amacımız bir SUV yaratmaktı, önden çekişli değil… Elimizdeki uygun mimariyi kullandık ve F-Pace’te olduğu gibi sıfırdan başladık. Aks aralığı gibi önemli ölçülerde dahi değişimi mümkün kılan bir mimariden bahsettiğimiz için Land Rover’dan daha uzun bir aks aralığı tasarladık. Uzun aks aralığıyla çalışmayı severiz.
Üç farklı SUV aracı art arda mı tasarladınız?
Önce F-Pace’i tasarladık. Sonra I-Pace geldi. Sonra da bu… Özgüven önemlidir. F-Pace’in ardından tasarımsal anlamda sınırları nasıl zorlayacağımızı düşündük ve farklılaşmak için elimizden geleni yaptık. Örneğin E-Pace’in minik bir F-Pace gibi görünmesi kabul edilemezdi, her otomobilin tasarımsal bir kimliği olmalıdır. Çünkü bir otomobilin tasarımı markasından önde yürür.
Jaguar geçmişte bu tarz otomobiller üretmekten bilinçli olarak mı kaçındı?
I-Pace değişimi hızlandıran bir otomobil olacak ve Jaguar’a çok şey katacak. Geçmişte bilinçli olarak mı kaçındık? Belki… Özellikle yetmişlerde ve seksenlerde… Şahsen Jaguar’ın yeni sınıflara, özellikle de SUV sınıfına, açılmasına karşıydım çünkü yüksek performanslı spor otomobil geliştirmekten başka bir şey hayal edemiyordum. F-Type (solda) sayesinde her şeye spor otomobille başlama şansı buldum ve çalışmalarımı diğer sınıflara uyarlamayı öğrendim. F-Type içimi, F-Pace markayı rahatlatacaktı… F-Pace’in zamanlaması harikaydı. E-Pace’in de öyle… Şımarıklık peşinde değilim ama öncelikler önce gelir. Spor otomobiller gibi…
0 comments