Nissan’ın ülkemizde merakla beklenen kamyoneti Navara’nın direksiyonuna Antalya Beydağları’nda geçtik.
Nissan’ın 1935 yılında başlayan kamyonet macerası ülkemizde zirve noktasına 2005 yılında çıkan Navara ile ulaştı. Bunun sebepleri arasında Türkiye’nin ilk otomatik vitesli kamyoneti olmasının en az SUV modeli Pathfinder’dan aldığı güçlü görüntüsü kadar payı vardı. Navara’nın yeni jenerasyonu NP300, dünyanın birçok yerinde geçtiğimiz yıl sunuldu ve 2016 yılının uluslararası pick-up kamyoneti ödülünü kazandı. Fakat ülkemize ulaşması biraz zaman aldı. Gelir gelmez direksiyonuna ilk geçenlerden biri olduk. Direksiyon başında sunduğu hislere geçmeden önce dışından bahsedeyim; Navara’ya bakınca onun uzakdoğudan geldiğini anlayabiliyorsunuz. Bir önceki jenerasyonunun o Amerikan tarzı güçlü havası yerini aerodinamik çizgilere bırakmış. Biraz daha yumuşak hale geldiği şeklinde de yorumlanabilir. Bunu X-Trail’i andıran ön kısımdan da anlayabiliyoruz. Hala kaslı çamurlukları var ama eski maskülen havası kalmamış, daha şehirli bir hale gelmiş. Direksiyonuna oturunca da X-Trail havaları yerini Qashqai esintilerine bırakıyor. Bunu söylememin sebebi ise direksiyon ve multimedya sistemi. Bu iyi çünkü ergonomik açıdan başarılı bir otomobil olmuş. Küçük eşyalarınız için de bolca yer bulunuyor. Arka koltuklar kamyonetlerin zayıf noktası ama Navara’da sırtınız dimdik olmak zorunda değil. Eğimli yapı sayesinde konfor sunmayı başarıyor. Taban biraz yüksek olduğu için dizleriniz havada kalıyor fakat bunun olumsuz bir durum oluşturduğunu söylemek zor.
Yeni arka süspansiyon ve şanzıman
Yeni Nissan Navara’da gerçekleşen iki büyük yenilik var. Bunların ilki yeni yedi ileri şanzıman. Bu yeni şanzıman eski jenerasyonda ekonominin önüne geçen beş ilerinin yerini aldı. Daha yüksek hızla birlikte daha iyi de hızlanma sunan otomobilin bu sayede yakıt tüketiminde de düşüş sağlanmış. İkincisi ve önemli olan ise yeni arka süspansiyon. Çok noktadan bağlantılı sabit aks, makaslı yapıyı tarihe gömdü. Bu sayede Navara daha önce kamyonetlerde görmediğimiz konforu sunmayı başarmış durumda.
Navara’yı 2.3 litrelik motorunu 160 beygir gücünde tek veya 190 beygir gücünde çift turbo beslemeli olarak satın alabileceksiniz. Yeni yedi ileri otomatik şanzımanı satın almak isterseniz 190 bg’lik Platinum versiyon tek seçenek. Sadece otomatik şanzımanla gelen bu versiyonun torku 450 Nm iken manuel şanzımanlılarda bu rakam 403 Nm. Yeni Navara’yu off-road odaklı parkurlarda kullandığım için yakıt tüketimi hakkında birşey söylemek sağlıklı olmaz. Fabrika verilerine göreyse 160 bg ve 6 ileri manuel kombinasyonunda ortalama tüketim 6.4 lt/100km iken otomatik vitesli versiyonda bu rakam 7 litre. Sürüşü hakkında daha net konuşabilirim: Çok bağlantılı sabit aksın makas yerine amortisörlerle şasiye bağlanması sayesinde kamyonetlerde görmeye alışık olduğumuz sarsıntılı sürüşün sebep olduğu konfor problemi yaşanmıyor. Yol üzerinde titreşime izin vermeyen süspansiyon yol dışında da midelerimizi yerinde tutmak için elinden geleni yaptı. Yol konforuna rağmen Navara’nın yük kapasitesi de etkileyici. Kağıt üstünde 4×4 versiyonların hem otomatik, hem manuel şanzımanlı seçenekleri sınıfının en başarılı taşıma ve çekme kapasitelerine sahip. 1006 kilograma kadar yük taşıyabilen Navara’da 3500 kilogram ağırlığa kadar römork çekebiliyorsunuz. Hem 4×4, hem de 4×2 versiyonları bulunan kamyonette arazi vitesini bir buton yardımıyla kontrol ediyorsunuz. Arkadan itişle ilerlerken dört tekerlekten çekişe hızlı bir şekilde geçmek mümkün. Elektronik stabilite programı Japon rakiplerinin aksine tamamen kapanabiliyor ve yüzde yüz hakimiyet sağlamanıza olanak tanıyor. Daha zorlu koşullar için butonu 4L konumuna getirip kendinizi Navara’ya emanet ediyorsunuz.
En üst versiyon olan Platinum’un donanım listesinde 360 derece çevre kamera sistemi, ısıtmalı ön koltuklar, bi-xenon farlar gibi seçenekler mevcut. Navara’nın iyi bir izlenim bıraktığını söyleyebilirim. Vatandaşı ve rakibi markaların yeni modellerine iyi bir cevap olmuş. 79.900 ile 115.900 TL arası değişen fiyatlarıyla satışa sunulan otomobil esas sınavını İstanbul’da yeniden vermek için bizimle olacak.
YAZI: SARPER SABUNCU / ANTALYA
0 comments