‘Rien n’est trop beau, rien n’est trop cher.’
Bugatti‘nin yaratıcısı Ettore Bugatti’nin bu sözleri hala markanın sloganı. Anlamı ise şöyle: ‘Hiç bir şey çok güzel değildir, hiç bir şey çok pahalı değildir’. Bu sloganı anlamaya başladığınızda Bugatti‘nin felsefesini de kavramaya başlıyorsunuz. Dünya üzerinde bir otomobil üreticisi tarafından ‘üretilen’ en hızlı otomobili aynı zamanda en pahalılarından birini neden Bugatti’nin ürettiğini anlıyorsunuz.
Ettore,1909 yılında Bugatti markasını yarattığında ‘Chiron’ isimli bu kalıplara sığmayan otomobili hayal edebilir miydi? Bilemiyoruz. Fakat 1947 yılında ölene kadar, otomobil tarihinde iz bırakan ‘çok güzel ve çok pahalı’ Bugatti’ler yaptı. Örneğin otomobil tarihinin şimdiye kadarki en pahalı otomobili; Japonya’da 15 milyon dolara satılan 1926 model ‘Bugatti Royale’ gibi. Mirası yeterince iyi taşıyamayan aile, dünyayı yarım asır boyunca Bugatti’lerden mahrum bıraktı. Ta ki Volkswagen 2005 yılında ‘Veyron‘ ile çıkıp gelene kadar.
Bugatti Veyron; sıra dışı tasarımıyla,kırdığı ‘hız’ rekorlarıyla, 1200 beygir gücüyle ve uçuk fiyatıyla gerçek bir Bugatti olduğunu kanıtladı. Fakat aradan geçen 11 yıl Veyron’u yaşlandırdı. Ettore Bugatti’nin öğüdünü hatırlayan mühendisler ve tasarımcılar, daha güzel-daha pahalı bir Bugatti yapmak için kolları sıvadı ve Mart 2016’da Cenevre’de Chiron’u duyurdu.
8.0 litrelik W16 motoruyla tam 1500 beygirlik bir güç sunan Bugatti Chiron, rüzgar tünelinde harcanan 300 saatin sonunda yine markanın ‘en güzel ve en pahalı’ tahtına oturdu. Bugatti Chiron‘u anlatmaya başlarsak sayfalar sürebilir. Biz de bunun yerine size Bugatti Chiron’un doğduğu yeri göstermek istedik. Fotoğraf galerimizde Chiron’un Molsheim,Fransa’da bulunan ‘doğumhanesini’ ve üretim aşamalarını göreceksiniz. Keyifli seyirler.
0 comments