En sonunda yollarla buluşan yeni GLC’yi beklediğimize değmiş mi?
Yaklaşık 10 yıl önce, 2008 model Mercedes-Benz GLK’yı (Daimler’in orijinal kompakt SUV’si) sadece soldan direksiyonlu olacak şekilde üretme kararını kim aldı bilmiyoruz fakat kendisi şu an aynı koltukta oturmuyor olabilir. Tamam, o yıllarda lüks, kompakt ve pratik SUV modelleri şimdiki kadar popüler olmadığı için böyle bir yol izlenmiş olabilir fakat ulaştığımız noktada, Mercedes’in bile kompakt SUV gerçeğine sırt çevirmesi imkansız hale geldi. Dolayısıyla, GLK’nın yerini alan GLC hem soldan, hem de sağdan direksiyonlu olacak şekilde tasarlanmış. Keşke o dönemde GLK’ya hak ettiği özen gösterilseydi. Bu bir vizyon problemi mi? Birazcık… Yine de hatanın neresinden dönülse kardır. Yeni Mercedes GLC’nin hedefinde direkt olarak BMW X3, Audi Q5, Porsche Macan, Land Rover Discovery Sport, Range Rover Evoque ve önümüzdeki dönemde satışa sunulacak olan Jaguar F-Pace var. Gördüğünüz gibi, bir zamanlar seçenek kıtlığı olan bu sınıfta artık büyük rekabetler dönüyor. Yuvarlak hatlı şık tasarımı, aktif ve pasif güvenlik teknolojileri, rafinelik düzeyi ve 4×4 yeteneği Mercedes’in GLC oyunundaki kuvvetli kartları. C serisi platformunun elden geçirilmiş bir versiyonu üzerine kurulan GLC, Alman markanın Avrupa’da üretilen tek SUV (A-Serisi temelli GLA crossover’ı ve süper niş G-Serisi’ni saymazsak) modeli durumunda. Diğer ülkelerde farklı motor seçenekleriyle sunuluyor olsa da, GLC ülkemizde sadece dört silindirli dizel ve benzinli motorlarla satılıyor. Otomobillerde dört tekerlekten çekiş sisteminin ve dokuz ileri otomatik şanzımanın standart sunulduğunu da ekleyelim. Mercedes, opsiyon listesinde yer alan yükseklik ayarlı havalı süspansiyonların bu sınıfta sadece GLC’yle birlikte sunuluyor olmasına çok güveniyor.
Tasarım Ve Mühendislik
Mercedes-Benz GLC’nin C-Serisi ile platform kardeşi olduğu doğrudur fakat mühendisler yeni otomobilin zorlu bir sınıfta başarılı olması için hem teknik, hem de tasarımsal açından GLC için çok mesai harcamış. Otomobilin gövdesinde, normalde üstü açık araçlarda görmeye alışkın olduğumuz türden alüminyum ve yüksek mukavemetli çelikten oluşan güçlendirme panelleri yer GLK’ya kıyasla, 120 mm uzamasını ve 50 mm genişlemesini sağlamış olsa da aracın ağırlığı GLK’dan tam 80 kg daha aşağıda kalmış. Kendi ölçümlerimizde deposu dolu GLC’nin ağırlığını 1965 kg olarak gözlemledik. Bu veri benzer donanım ve motordaki BMW X3 ve Audi Q5’e kıyasla biraz yüksek olsa da, arada çok ciddi bir fark mevcut değil. Süspansiyon mimarisi dört tekerlekte de çoklu bağlantı kolları içeriyor. İz genişliği GLK’dan fark edilir derecede daha geniş olan otomobilin başlangıç versiyonunda çelik yaylar ve sabit sertlikli amortisörler kullanılıyor. 181 mm’lik gövde yüksekliği AMG paketli araçların daha sert süspansiyonlarına rağmen donanımdan donanıma değişkenlik göstermiyor. Sportif vurgulardan ziyade arazi otomobili detaylarından hoşlanan müşteriler için sunulan off-road paketi ise gövde yüksekliğine 20 mm, alt kısma ise muhafazalar ekliyor. Mercedes’in opsiyon listesinde yükseklik ayarlı havalı süspansiyonlar da mevcut ki bu sayede yüksekliği 227 mm’ye ulaştırmak mümkün. GLC’nin bu özelliği, havalı süspansiyon sunan Porsche Macan’la birlikte, rekabetin eksik olmadığı bu segmentte önemli bir avantaj durumunda. GLC’nin kaputunun altında yer alan 2.1 litre hacmindeki dört silindirli dizel motor 204 bg güç üretiyor. BMW X3 ve Audi Q5’teki gibi altı silindirli motor seçeneğiniz olmasa da, bu motorun performans konusunda yeterliden fazlasına sahip olduğu ortada. Motorun ürettiği güç dokuz ileri otomatik şanzıman vasıtasıyla sürekli dört tekerlekten çekiş sistemine aktarılıyor. Bu sistemin ön-arka tork dağılımının %45-%55 olduğunu bilmekte yarar var. GLC’deki aerodinamik kaygılar, otomobili sınıfının en akıcı tasarımına sahip aracına dönüştürüyor. Özellikle ön panjur, farlar ve gövde altı kaplamaları sayesinde etkili olan rüzgar direnç katsayısının 0.31 olduğu belirtiliyor. Buna bir de güçlü şasi bağlantılarını, NVH izolasyonu için kullanılan spreyleme teknolojisini ve akustik ön camı eklediğinizde GLC’nin eli rafinelik konusunda güçleniyor. Tasarım konusunda GLC’nin yeni Mercedes tasarım ekolünü oldukça iyi yansıttığını düşünüyoruz: “Klasik SUV tasarımının köşeli hatlarını bırak ve duygusal çizgilere yönel!”. Otomobil daha ilk bakışta bu mottonun hakkını vermeyi başarıyor.
SEVDİK
–Işıltılı ve iyi tasarımlı kabin
–Otomobil tarzındaki canlı performans karakteri
–İyi tasarım
SEVMEDİK
–Sert sürüş karakteri
–Direksiyon hissizliği
–İyi ayarlanması gereken opsiyonel donanımlar
İç Mekan
GLK’nın iç ve dış tasarım konularında şovmen bir otomobil olmadığını hatırlarsınız. GLC ise bu konuda bambaşka bir yaklaşıma sahip olduğu için gösterişi seven kullanıcıların ilgisini çekebilir. C-Serisi ile benzerlikleri gözden kaçmayan otomobilin iç mekanındaki hissiyat ve kalite düzeyi, kabinin doğrudan C-Serisi’nden transfer edildiğini gösteriyor. İki yıl önce otomobili ilk kez kullandığımızda ‘göz kamaştırıcı’ ifadesini kullanmıştık ki GLC’nin kabinindeki deri, plastik ve metal uyumu aynı ifadeyi kesinlikle hak ediyor. GLC’ye binmek için hafifçe yukarı doğru hareket etseniz de, sürücü koltuğunu alçalttığınızda omuz çizginiz otomobilin omuz çizgisiyle neredeyse aynı noktaya ulaşarak GLC’nin klasik ve SUV’den ziyade, modern bir crossover gibi hissettirmesini sağlıyor. Bu durum bizim hoşumuza giden bir detay ki GLK ile mukayese edildiğinde dirsek mesafesindeki 57 mm’lik artış, sürücü için herhangi bir hacim kısıtlaması olmadığının önemli kanıtlarından bir diğeri. Benzer bir durumun arka taraf için de geçerli olduğunu söyleyebiliriz. C-Serisi’nde ayak ve diz mesafesi konularında küçük bir şikayetimiz olmuştu fakat GLC’deki 33 mm’lik aks aralığı artışı sayesinde bu ufak probleme yeterli bir çözüm bulunmuş. Dahası, GLC’nin çoğunlukla ailelere hitap ettiğini düşünürsek, arka tarafın çocuklar ve ergenlik çağındaki gençler için gayet yeterli olduğunu sonucuna ulaşırız. Arka yolcu alanı testi geçildiğine göre, sırada yeni testimiz var: Bagaj hacmi. Düzgün, kare formlu ve yüksek bir yükleme alanına sahip olan GLC’nin bagajı çok kullanışlı. Ayrıca C-Serisi steyşından tam 60 litre daha fazla hacim sunuyor. Kabinden veya bagaj içinden 40/20/40 oranında katlanabilen arka koltukları yatırdığınızda ise 1600 litrelik bir yükleme alanı ortaya çıkıyor. Bu hacim BMW X3’tekiyle birebir aynı iken, Audi Q5’teki alandan biraz daha büyük kalıyor.
Performans
GLC’nin otomobil tarzındaki ambiyansı sürüşüne de yansıyor. Her ne kadar BMW ve Audi’deki altı silindirli motorlar kadar performanslı olmasa da, 2.1 litrelik dizel motorun gaz girdilerinize gayet canlı cevaplar verdiğini söyleyebiliriz. Motorun çok karakterli yahut güzel sesli olduğunu iddia etmek zor ama test aracımız içindeki iki yolcusuyla birlikte 0-100 hızlanmasını 7.8 saniyede tamamladı. Bunun kötü bir veri olduğunu kim söyleyebilir? Mukayese etmeniz açısından, geçen yıl test ettiğimiz Land Rover Discovery Sport’un, artık kullanılmayan 190 bg gücündeki 2.2 litrelik motorlu versiyonuyla, 0-100 hızlanmasını 8.9 saniyede tamamladığını belirtelim. Ayrıca GLC 50 km/s – 112 km/s ara saniye geride bırakmayı başardı. Bu başarıda 500 Nm torkun ve bu torku yere başarıyla aktaran dokuz ileri şanzımanın payı büyük. Çünkü hangi hızda giderseniz gidin, şanzımanın iyi ayarlanmış oranları sayesinde başarılı bir performans bulmanız zor olmuyor. C-Serisi testimizi hatırlayan okurlarımız, otomobilin alt ve orta devirlerdeki sert hızlanmalar sırasında kabinine yansıttığı gürültü ve titreşimden dolayı rahatsız olduğumuzu bilir. Benzer bir durum GLC’de mevcut olsa da, Mercedes mühendislerinin rafinelik konusundaki çalışmalarının (kapı içleri, gövde ve camlardaki refinelik iyileştirmelerinden söz ediyoruz) bu konudaki olumlu etkilerini görmezden gelmek imkansız. Yeterince hızlı, yeterince sessiz ve yeterince ekonomik… Sınıf ortalaması düşünüldüğünde, GLC’nin performansını bu şekilde kısaca özetlemek mümkün. Otomobilin dört silindirli güç ünitesi karakter anlamında birçok rakibin gerisinde kalıyor ki altı silindirli bir motor bu gövdede hiç fena olmazdı. Yine de birçok kullanıcı motorla ilgili bir eksiklik hissetmeyecektir.
Sürüş Ve Yol Tutuş
Geçtiğimiz 18 ay içerisinde, en sevdiğimiz kompakt SUV konusu her açıldığında, genellikle iki otomobil üzerinde yoğunlaştık. Bir yanda dinamik açıdan çok yetenekli ve sportif Porsche Macan, diğer yanda ise geleneksel 4×4 karakterini modern zamanlarla başarılı biçimde harmanlayan Land Rover Discovery Sport. Sınıfın diğer bütün otomobilleri ikisinin arasında bir yerlerde, yüksek ve iri bir gövdeyi otomobil tarzındaki sürüş karakteriyle harmanlamaya çalışıyor. GLC’nin de aynı bölgede yer aldığını söyleyebiliriz. Enerjik motoru, hızlı direksiyonu, sedan tarzındaki oturma pozisyonu GLC’nin içindeki C-Serisi’ni açık biçimde ortaya çıkarıyor. Tıpkı Audi A4 Allroad’un bir A4 olmaktan asla vazgeçmemesi gibi… Dolayısıyla burada C-Serisi hissiyatının biraz daha yüksek ve uyuşuk bir gövdede, daha sessiz biçimde ve dört tekerlekten çekiş sisteminin güveniyle sunulduğunu net olarak söyleyebiliriz. Otomobille ilgili zayıf bulduğumuz konuların tamamen test aracımızın donanımıyla ilgili olduğu kanısındayız. AMG paketli ve kocaman jantlı test aracımız, ülkemizin bozuk zeminli yollarında biraz sarsıntılı olabiliyor. 50 km/s’ye kadar herhangi bir sorun gözünüze batmayacaktır fakat yüksek hızlarda, otoyolda bile olsanız, en ufak bir zemin problemini kabinde hissetmeye hazır olun. Yine de GLC’nin sürüş karakterinin genel olarak yeterli bir performans sunduğunu söyleyebiliriz. Bahsettiğimiz titreşimli ve huzurlu durumlara havalı süspansiyon ile mani olmak mümkün. Bu yüzden bütçeniz elveriyorsa opsiyonel olarak sunulan Airmatic donanımını almanızı tavsiye ederiz. Bir başka sorun ise AMG paketin altı boş sportiflik iddiası. Öyle ki sert süspansiyonlara rağmen, sert virajlarda huzursuz olan bir gövde buluyorsunuz (Pist Notları’na göz atabilirsiniz) ki Mercedes’in hıza duyarlı direksiyonu işleri daha da zorlaştırabiliyor çünkü bu sistem çoğu zaman huzurlu ve net direksiyon girdileri yapmanıza olanak sağlamıyor.
Multimedya Sistemi
GLC’nin bilgi-eğlence sistemleri konusundaki standartları sınıf ortalamasının gerisinde kalmıyor. Mercedes’in Audio 20 ses sistemi, Garmin navigasyon ön hazırlığı, DVD oynatıcı, geri görüş kamerası ve 360 derece kamera sistemi AMG donanımıyla birlikte standart geliyor. Bunun yanında, Burmester ses sistemi ve Comand Online gibi opsiyonel donanımlar keyif faktörüne ciddi katkı sağlıyor. Sistemin BMW iDrive’ı geriden takip ettiği bir gerçek. Hatta Land Rover’ın yeni bilgi-eğlence sistemi bile Mercedes’teki sistemi gölgede bırakacaktır. Ayrıca 8.4 inç boyutundaki ekranın günümüz telefonlarıyla kıyaslandığında oldukça kötü bir çözünürlüğe sahip olduğunu belirtmemiz gerek. Uzun lafın kısası, GLC otomobilinizi bilgi-eğlence sistemleri konusunda iyi rakipleri aynı seviyeye ulaştırmak için bazı opsiyon kutucuklarını doldurmakta yarar var. Özellikle 590 W gücündeki Burmester ses sistemini şiddetle tavsiye ederiz.
Satın Alma Ve Yürütme
GLC’nin ışıltılı karakteri, rafine kabini ve genel aurası oldukça kuvvetli. Bunun yanında, otomobilin üzerinde Mercedes-Benz yazıyor olması, GLC’nin uzun vadede değerini iyi koruyacağı anlamına geliyor. Standart donanım listesi gayet yeterli olan GLC’nin opsiyonel donanım çeşitliliği bir hayli yüksek fakat fiyat konusunu gözardı etmemek gerek. Testlerimiz boyunca 7.2 lt/100 km’lik yakıt tüketim verisi yakalayan GLC’nin Land Rover Discovery Sport ve BMW X3’ten daha ekonomik olması olumlu. Yine de Volvo XC60 bu konuda halen daha başarılı.
Teknik Altyapı
Mimarisini paylaştığı C-Serisi ile mukayese edildiğinde GLC’nin daha büyük ve daha ağır olduğu görülüyor. Yine de otomobilin yüksek mukavemetli çelik ve alüminyumdan oluşan gövdesi, GLK’dan daha hafif. Dört silindirli iki adet motor seçeneğiyle, dört tekerleğini birden çeviren otomobilde dokuz ileri otomatik şanzıman ve bütün tekerleklerde çoklu bağlantılı süspansiyon mimarisi standart sunuluyor.
Autocar Kararı
Mercedes-Benz’in kompakt SUV sınıfına girişi biraz gecikmiş olsa da, otomobil BMW X3 ve Audi Q5 müşterilerinin aklını çelebilecek kadar başarılı. Tasarımı, iç mekanı, pratikliği ve performans/ekonomi dengesiyle beğenimizi kazanan GLC’nin biraz daha yumuşak bir sürüş karakteri sunmasını ve direksiyonundaki tutarsızlıklardan kurtulmasını temenni ediyoruz. Henüz GLC’nin havalı süspansiyonlar üzerinde yürüyen bir versiyonunu test etmemiş olsak da, otomobil AMG paketli ve pasif süspansiyonlu haliyle X3 ve XC60 gibi mütevazı rakiplerinin gerisinde kalmaktan kurtulamıyor. Yine de genel çekiciliğine diyecek yok. Niyetiniz aile kullanımına uygun şık bir SUV sahibi olmaksa, opsiyon kutucuklarına dikkat etmek kaydıyla bir Mercedes bayisine uğrayın deriz.
NIC CACKETT
Mercedes’e not: Koltuk ısıtma tuşunu kapı içine koyuyor olmanız bence de mantıklı ama sistemin varlığından otomobili iade ettikten bir hafta sonra haberdar olabildik.
MATT SAUNDERS
GLC’nin lansmanında otomobili uzun çalışma aralığına sahip olan off-road süspansiyonlarıyla kullanmıştım ve yol sürüşleri çok keyifli geçmişti. Ne var ki off-road paketi almadığınız sürece bu süspansiyonlara harici olarak sahip olamıyorsunuz.
0 comments