Orta sınıf temsilcisi Insignia, 2,0 litrelik dizel motor-otomatik şanzıman ikilisini, dört tekerlekten çekiş sistemiyle birleştirerek daha fazlasını arayan sürücülere göz kırpıyor.
Orta sınıftaki rekabet, ülkemizde daha çok 1,6 litrenin altındaki motorlara yoğunlaşsa da bu motorların performans seviyesi malumunuz herkese hitap etmiyor. Opel Insignia’ya ömrünün sonlarına doğru 1,6 litrelik dizel bir motor gelse de halen 2,0 litrelik dizeller de satın alınabiliyor, üstelik bu motor dört tekerlekten çekiş sistemiyle de tercih edilebiliyor. Otomobilin kaputu altında yatan 1956 cc hacmindeki turbo beslemeli dizel motor, 3750 d/dak’ta 170 bg güç, 1750 ile 2500 d/dak arasındaysa 400 Nm tork üretiyor.
Bu değerler kulağa oldukça iyi geliyor, doğru. Fakat 1,7 tonun üzerindeki ağırlığını göz ardı etmemek gerekiyor; yeni nesil Astra bir önceki nesilden önemli derecede hafif ve fazla kilolarından kurtulmuş durumda; aynı gelişim bir sonraki nesil Insignia’da da bekleniyor. Kalkışlarda biraz ağırkanlı bir yaklaşım gösteren otomobilin ara hızlanmaları ve yüksek hızlardaki hızlanma potansiyeli oldukça iyi durumda. 6 ileri vitesli tork konvertörlü şanzımanın çalışma karakteriyse, 1,6 litrelik dizel motordakinden çok daha başarılı ve hızlı şekilde vites düşürebiliyor. Yine de vites büyütme konusunda biraz uyuşuk davranan şanzımanın genel anlamda bıraktığı izlenim başarılı. Fakat 100 km’de ortalama 10 litre olan yakıt tüketimi kulağa pek makul gelmiyor. Insignia’nın elinin güçlü olduğu yönler, bana sorarsanız yükek konfor seviyesi. Otomobil, çok yüksek hızlar dışında rüzgar, süspansiyon ve yuvarlanma gürültülerini başarıyla filtreleyebiliyor ve bu huzurlu ortamı tek bozan şey, dizel motorun yüksek devirlerdeki zevksiz sesi oluyor. Süspansiyon sistemi sıkı ve tok hissettirirken başarıyla darbeleri sönümleyebiliyor ve gövde salınımı da oldukça az. Sürüş kalitesi gerçekten yüksek olan Insignia’nın dört tekerlekten çekiş sistemi de tüm bu durumu destekleyici halde.
Gücü ihtiyaç duyduğu noktalarda arka aksa da aktaran sistem sayesinde otomobilin önden kayma eğilimi törpülenmiş ve daha iyi bir gövde kontrolü sağlanmış. Dar virajlarda keyifli şekilde arkadan kayma eğilimine giren Insignia’nın ESP sistemi biraz işi sıkıya alarak erken tepkiler verse de sıkıntı yok. Otomobilin geri kalanıysa, bildiğimiz Insignia. Önde ve arkada gayet iyi bir yaşam alanına sahip olan otomobilin bagaj hacmi de iyi. İç mekandaki malzeme ve işçilik kalitesi de sınıf standartlarında. Görüş açıları gerçekten kötü olan Insignia’yı şehiriçinde kullanmak için ekstra dikkatli olmak gerekiyor. 4842 mm’lik boyuyla iri bir otomobil olan Insignia’nın yeni dokunmatik multi medya sistemiyse eski sisteme oranla daha kullanışlı. Dokunmatik havalandırma kumandalarıysa pek zekice tasarlanmamış ve sinir bozucu olabiliyor. Tamam biliyorum, sağ alt köşedeki fiyat hanesine garip bakışlar atıyorsunuz; fakat 170 bin TL’ye yakın olan satış fiyatının tek sorumlusu saçma vergilendirme sistemimiz. Bu otomobili sıfır kilometre olarak satın almaktan ziyade, ileride çok daha düşük bir fiyatla ikinci el olarak tercih etmek daha mantıklı bir seçim olabilir.
YAZI: KEREM TOKMAK
FOTOĞRAF: GÜRKAN ÇAĞLAR
0 comments