Sürüş İzlenimi: OPEL INSIGNIA 1.6 CDTi AT

Geçtiğimiz asırda, bir otomobilin Alman mı ya da Japon mu olduğunu anlamak zor değildi, hatırlarsınız. Tasarım özellikleri, seçilen malzemeler ya da sürüş karakteri hemen otomobili ele verirdi. Bugün ise işler oldukça karışmış durumda ve maalesef iyiden iyiye otomobiller birbirine benziyor. Opel’in yetmişlerle doksanlar arasında ürettiği sedan otomobillere aşıktım diyebilirim. Sonrasında gelenlerse benim için hayal kırıklığı. Hele ki ilk nesil Vectra’nın yeri benim için ayrıdır.

2008 yılında tanıtılan Opel Insignia da, son nesil Vectra’nın yarattığı izlenimi değiştirmek için gelmişti. Tasarımı çok beğenildi, motor seçenekleriyse Türkiye için biraz talihsizdi. 1,6 litrelik turbo motor yüksek yakıt tüketiminden muzdaripti, 2,0 litrelik dizelse yüksek vergi dilimine giriyordu. Orta konsoldaki düğme bolluğu ve kullanışsız kumandalar makyajla birlikte tarihe gömüldü. Son olarak bugün 1,6 litrelik dizel motorun otomatik şanzımanla olan birlikteliği dünya için küçük, Opel Türkiye içinse büyük bir adım.

Ülkemiz topraklarına adım attıktan 6 yıl sonra böyle bir kombinasyonun gelmiş olması elbette beklentileri yüksek tutuyor. Yeni 1,6 litrelik turbo beslemeli dizel motor, 3500 d/dak ile 4000 d/dak arasında 136 bg güç, 2000 d/dak ile 2250 d/dak arasında 320 Nm tork üretiyor.

Bu motoru, bir önceki nesil Astra’nın son demlerinden tanıyoruz. Alt devirlerden maksimum gücün üretildiği devirlere kadar 1,5 tonu aşan ağırlığına karşın yeteri kadar performanslı olan motordan gelen ıslık sesinin kabine direkt olarak yansımasıysa ilginç bir ayrıntı. Yeni 6 ileri vitesli tork konvertörlü otomatik şanzımanın geçişleriyse sarsıntısız. Vites düşürmek ya da yükseltmek konusunda bir nebze tembel olan şanzıman gaza verilen komutlara hemen tepki vermiyor. 100 km’de ortalama 6,7 litre motorin tüketen Insignia’nın yüksek ağırlığıysa unutulmamalı.

Insignia’nın sürüş özellikleriyse şaşırtıcı derecede iyi. Test otomobilimizde mevcut olan FlexRide şasi sistemi ile birlikte gelen Tour ve Sport modları süspansiyon sisteminin karakterini direkt olarak etkiliyor. Tour modunda yoldaki bozukluklukları usta bir şekilde absorve eden eden Insignia’nın yalıtım seviyesi de çok başarılı.

Direksiyon sistemi hızlı tepkiler verse de his konusunda zayıf olan Insignia, limitte arkadan kayma eğilimine girse de ESP sürücüsünü tedirgin etmeden iyi hamlelerle otomobili çizgisine sokuyor. Bu arada şunu söylemeliyim; adaptif hız sabitleyici Insignia’nın sürücüsünü şımartmasını iyi biliyor. Öndeki otomobilin gaz ve fren tepkilerini başarılı şekilde taklit eden sistem, otoyol sürüşleri için önemli bir rahatlık sebebi.

Geri kalan kısımda, Insignia, bildiğiniz gibi. Önde ve arkada uzun boylular için dahi yeteri kadar alan mevcut ve makyaj sonrasında gelen ortadaki büyük multi medya ekranının kullanımı makyaj öncesine göre çağ atlamış gibi hissettiriyor. Yeni dokunmatik klima kumandalarının kullanımıysa pek pratik sayılmaz.

Uzun lafın kısası, artık yavaştan ömrünün sonlarına doğru yaklaşan Opel Insignia’yı satın almak için belki de artık geçerli sebepleriniz olabilir.

Yazı: KEREM TOKMAK 
Fotoğraf: GÜRKAN ÇAĞLAR