Otomobil yazarı sözlüğünün en berbat klişelerinden birisi, hiç kuşkusuz, ‘tekerleğin yeniden icat edilmesi’ ifadesidir. Fakat bu kez kelimenin tam anlamıyla yeniden icat edilmiş bir tekerlekle karşı karşıyayız: Goodyear’ın 360 konseptindeki küresel jant ve lastik kombinasyonu daha önce eşi benzeri görülmemiş bir şey. İşin daha da ilginç yanı, tekerlek ve otomobil arasında herhangi bir mekanik bağlantı olmaması. Zira gövde ve tekerlekler arasındaki bağlantıyı manyetik levitasyon tekniği sağlıyor. Peki ama buradaki sistem bir deha ürünü mü, yoksa gerçek bir saçmalık mı? Her ne kadar kulağa biraz tuhaf gelse de, küresel lastik teknolojisinin kayda değer bazı yanları yok değil. Son zamanlarda çıkan birçok otomotiv teknolojisi gibi, bu teknoloji de otonom sürüşün geleceği göz önünde bulundurularak tasarlanmış.“2030 itibarıyla trafikteki birçok otomobilin otonom olacağını öngörüyoruz,” diyor Goodyear ve Dunlop markalarının teknoloji geliştirme direktörü Percy Lemaire. “Yol ve otomobil arasındaki iletişim de o yıllarda farklı bir boyuta geçecek. Artık lastiklerin sadece yol tutmasını değil, aynı zamanda otomobili bilgilendirmesini de istiyoruz.”Peki neden küresel tasarım? “Çünkü bu form sayesinde tekerleği istediğiniz tarafa döndürebilirsiniz ve sınırsız manevra kabiliyetine sahip olursunuz,” diyor Lemaire. “Bu sayede hem otoyol sürüşlerinde, hem de şehirdeki dar alan parklarında çok rahat edilebilir. Otomobilinizin yana doğru ilerleyebildiğini düşünsenize!
”Konseptin dört köşesinde yer alan kürelerin birer merkezi var ki bu merkezin ismi çekirdek. Bir diğer deyişle jant… Dış kısımdaki yüzey ise lastik. Çekirdeğin içerisinde elektrik motoru, pil ve sönsörler yer alıyor. Şasi ile bağlantı halinde olan bu motor ve batarya sisteminin olayı, kürenin dönmesini sağlamak. Ayrıca içerideki bütün ekipmanlar cayro etkisiyle dengelendiği için hareket sırasında balans oluşmuyor ve içerideki bataryalar kablosuz olarak şarj edilebiliyor. Kürenin her açıyla ve her hızla dönmesi mümkün. Hatta zemin koşullarına göre kürenin üzerindeki farklı yüzlerin kullanımı ve otomobilin maksimum tutunma kabiliyetine sahip olması söz konusu. Ayrıca dıştaki lastik yüzeyin tıpkı yazlık ve kışlık lastik değişimi gibi, kullanım ihtiyacına bağlı olarak değiştirilmesi de mümkün. Her tekerlekten veri çeken sensörler zemindeki buzu, tozu, çamuru, sıcaklığı ve yüzey bilgilerini işleyerek aracın hızlanma ve viraj alma karakterini değiştirebiliyor. Ardından koşullara uygun biçimde ilerlemeye başlayan otomobil, mevcut verileri aynı viraja yaklaşan diğer otomobillerle paylaşarak herkes için sağlıklı bir mobilite imkanı sunuyor. Lastik yüzeyinin her yönde hareket etme zorunluluğundan dolayı mühendislerin buradaki tasarım için doğadan yardım alması gerekmiş. Peki bu noktada doğanın hangi güzelliği imdada yetişmiş dersiniz? Cevap veriyoruz: Mercan kayalıkları. Zira mühendisler burada ihtiyaçlarını karşılayabilecek türden bir yapıya rastlamış. “Buradaki yüzey farklı yönlerde hareket eden sudan dolayı aradığımız türden bir forma sahip,” diyor Lemaire. “Buradaki yüzeyi taklit ettiğimizde, sahiden de her yönde verimlilik sağlayan bir düzene kavuştuk.”Konseptin doğadaki yardımcılarından bir diğeri de süngerler.
0 comments