Ömer Erdem yazdı: SAMİMİYET

Autocar 1895 yılından beri yayınlanan dünyanın en eski otomobil dergisidir. İlk seri üretim otomobilin başlangıç tarihi 1885 olarak bilinir. Derginin kuruluşu o kadar eskidir ki yıllar önce Haymarket’in merkezinde altın rezervi hassasiyetinde korunan arşivinde gördüğüm ilk sayılarında fotoğraf bile kullanılmayıp sadece çizimler ile tasvir edilmişti otomobiller…

Otomobil ihtisas yayınlarının öznesi ‘otomobildir’ ve yayıncıları da genelde otomobil tutkunu, kullanmayı, detaylarına hakim olmayı, ahkam kesmeyi hatta durup sadece bakmayı seven insanlardır. Sadece Türkiye için değil dünyada da bu durum böyledir. Farklı farklı yayınlar vardır, kimi otomobil alıcılarına hitap eder ‘buyer’s guide’, kimi teknik bilgiler konusunda daha kuvvetlidir ya da otomobil tutkunları içindir.. Örneğin Autocar dergisi ‘enthusiast’ lara yönelik bir dergi olarak bilinir. Hasbelkader bendeniz de 2005 yılından beri kesintisiz olarak yayınlanan en eski lisanslı aylık derginin yayıncısı olarak sanırım iki ya da üçüncü kez bu köşeyi işgal ediyorum. Otomobil dünyasındaki birçok değerli ismin de yolları bu dergi ile kesişmiştir.

Geçtiğimiz hafta Cuma gecenin bir saati dünyanın en büyük otomobil markalarından birinin (kuruluş tarihi 1937) Türkiye Ceo’sundan bir mail aldım. Mail kişiye özel olmayan belli ki birden fazla kişiye gönderilmiş, sözde “destek” amaçlı, son derece acemice kaleme alınmış bir metindi. Metni okuyunca seçim dönemlerinde bir belediye başkan ya da milletvekili adayından geliyor sandım. Mailin içeriğini burada yayınlamam doğru olmayacaktır, ancak metnin içerisinde ‘kurtuluş savaşı’ ibaresi vs geçtiğini söylemeden de edemeyeceğim.

Metnin bizi ilgilendiren tarafında ise; “Siz otomotiv basınını desteklemek amacıyla, normal iletişim planımızın dışında, özel bir kampanya planlaması da yapma kararı almış bulunuyoruz. Buna göre aldığımız karar doğrultusunda Nisan ayında yayınınıza destek vereceğimizi belirtmek isterim.” cümleleri ile sektör yayınlarına birer sayfa ilan lütfedilmişti.

Metnin ana akışı ve söz konusu cümleyi de okuyunca nazikçe “Bu samimi olmayan desteği kabul etmediğimizi bildirmek isterim” diye cevabımı yazdım ve kendilerine gönderdim.

Neden mi?

Bugüne kadar otomotiv ihtisas basınını öznesi “otomobil” olduğu için “İlan vermesek de içerikleri otomobil olduğu için bizim haberlerimizi yapmak mecburiyetindeler” zihniyetinde olan yıllardır otomotiv basınını PR odaklı seyahatler, ağırlamalar ile “idare” eden, bu yayınları mecra olarak görmeyen bir yöneticinin belli ki hazırlanmış iletişim planının bir ayağı olan ve “PR” kokan stratejisinin bir parçası olmak istemedim. Sonrasında hemen medyada yer alan “Kimseyi işten çıkarmayacağız, çalışanlarımıza, bayilerimize destek olacağız” söylemlerini de görünce ki çalışanlarının tamamı “beyaz yaka” olan, üretim tarafında hiç bir sorumluluğu olmayan tamamen popülist söylemlerle altı dolu olmayan, ‘politikaya atılacak’ bir adayın iletişim kampanyası kokulu, hele de böyle bir dönemde yapılmış olması abesle iştigaldir. Temsil ettiği dev markanın üst düzey yöneticilerinin bu konudan haberi olsaydı eminim “Japon” kültürünün mütevazi duruşu gereği yerin dibine girerlerdi. Bu kampanyanın bendeki karşılığı ise tam olarak “şark kurnazlığı”

“Normal iletişim planımızın dışında” bakın aslında bu zihniyet kendini bu cümlede belli ediyor. Bunun esas anlamı: “Biz sizi iletişim kampanyamızda mecra olarak görmüyoruz, yayınlarınızın içeriği ve etkinliği yeterli değil, ama destek olarak size Nisan sayınızda bir sayfa ilan da bizden.” Üzüldüğüm konu ise bunu sorgulamadan kabul eden değerli dostlarımızın olması, aslında yıllardır şikayetçi oldukları konuları ‘bir’ sayfa ilan ile unutmaları.

Bu arada üşenmedim söz konusu markanın “pazarlama” odaklı medya planlarını geçmişe yönelik  araştırdım ve onlarca otomobil sektörüyle alakasız, magazin, şehir lifestyle yayınları, reklam kokan röportajları vb. otomobil ve hedef kitlesi ile alakası olmayan mecralarda belli ki yine “Pr” odaklı örnekleri görünce içim daha da rahat etti. Bu arada otomotiv dünyasının diğer markalarının teknoloji ve eğitimli insan güçlerini kullanarak insan odaklı “samimi” ve “somut” destek girişlerini de geçmeden edemeyeceğim. Bu arada aynı yönetici günah çıkarır gibi söylemlerine devam ediyor, insanın kendini savunmak durumunda olması çok acı.

Yukarıda uzun uzadıya ifade etmeye çalıştığım ve ilkesel sebeplerle reddettiğim “bir sayfa” ilanın hikayesi bu şekildedir. Bu sayımızda kabul etmediğimiz o bir sayfa ilanı boş olarak yayınlıyoruz. 15 yıldır büyük bir özveri ve inatla devam ettiğimiz yayın hayatımızda bundan sonra söz konusu markadan ilan gelse de kabul etmeyeceğimizi, yöneticisi değişmedikçe peşinen beyan ederim. Ancak bu çok değerli markanın haberlerini de asla okurlarımızdan eksik etmeyeceğimiz de bilinsin. Emimin ki bu duruşumuz etkili olur ve bin bir zorluk ve amatör ruhla yayınlarını devam ettirmeye çalışan yayıncı dostlarımız da daha çok ilan alabilirler.

Sağlıklı günler dilerim, Sevgilerimle.

Ömer Erdem

@omerdem