Sürüş izlenimi Hyundai Elantra

Güncel Elantra ile ilk karşılaşmamız, Mart ayında yapılan basın toplantısında örtüsünün kaldırılmasıyla gerçekleşmişti. Doğrusunu söylemek gerekirse, mühendislik anlamında değil ama görünüm itibariyle bir önceki nesil Elantra yeterince modern hissettiriyordu. Eğer karşılaşırsanız dikkatli bakın, bence tasarımı aradan geçen 5 yıla karşın halen iş yapıyor.

Yeni model ise eskinin Uzakdoğu tatlarından arındırılmış, daha Avrupai bir otomobil olarak öne çıkıyor. Yüzündeki çizgiler, trapezoid formlu radyatör ızgarası, profilden görünümü, stopları, neresinden bakarsanız bakın Avrupalı ve daha da açık konuşmak gerekirse Alman otomobillerine oldukça yakın duruyor. 4570 mm uzunluk, 1800 mm genişlik ve 1450 mm yükseklik değerleriyle ne çok büyük ne de çok küçük bir otomobil olan Elantra’nın eskisiyle en çok benzer olan yanıysa arkası. Stoplar ve kısa bagaj çıkıntısıyla Elantra’yı tanımak kolay.

Kompakt sınıf oyuncusunun yaşam alanı birçok modern otomobile karşın oldukça ferah, tabii test otomobilimizdeki açık renkli döşemelerin de bunda payı vardı. Önde ve arkadaki diz, baş ve omuz mesafesi sınıf standartlarında olan Elantra’nın kokpit tasarımı çoğu insan tarafından Seat Leon’a benzetiliyor. İç mekanda özellikle kapı içlerinde kullanılan sert plastiklerse bu sınıfta artık hoş karşılanmayacak bir durum. Basit bir gösterge tablosuna ve yine 7 inçlik basit bir multi medya ekranına sahip olan otomobilde kullanımı zor bir kumanda bulunmuyor. Sürücü koltuğunun ayar mekanizması oldukça iyi ve alçak ya da yüksek bir pozisyonda zevke göre kullanım vaat edebiliyor. Pedal yerleşimiyse biraz dik ve alışkanlık istiyor. Görüş alanı önde iyiyken, arka çapraz ve arka görüş alanı kısıtlı. Neyse ki Elite donanımında sunulan geri görüş kamerası hayatı kolaylaştıran gerekli bir donanım.

Yola koyulduğumuzda ilk dikkatimi çeken şey, Elantra’nın kullanım kolaylığı oldu. Pedallar yumuşak, direksiyon yumuşak, vites geçişleri yumuşak; her şey rahat. Fakat bu rahatlığın getirdikleri yanında götürdükleri de var; sentetik bir sürüş duygusu gibi. Direksiyon sistemi birçok Hyundai modelinde olduğu gibi halen uyuşuk ve zemin ya da tutunma hakkında en ufak bir bilgi vermek istemiyor. Süspansiyon sistemi orta sertlikte fakat gövde salınımları hızlı girilen virajlarda kendini belli ediyor. Arkada kullanılan torsiyon çubuklu sistem, arka bölümdeki huzuru geniş çukurlar ya da büyük kasislerde bir miktar kaçırıyor. Otoyol kullanımlarındaysa Elantra’nın sürüş kalitesi belirgin derecede iyileşiyor.

Test otomobilimizde görev alan 1,6 litrelik turbo beslemeli dizel motor, 4000 d/dak’da 136 bg güç, 1500 ile 3500 d/dak arasında 260 Nm tork üretiyor. Yani durum aslında sayısal verilerden de belli;ünite alt devirlerde 260 Nm’lik torkun da etkisiyle (bu hacim ve güçteki motorların genelde tork üretimi 300-320 Nm bandında) cansız ve keyifsizken, maksimum gücün üretildiği devire yakın devirlerde yeterli performans hissini sunabiliyor. Tabii bu durum direkt yakıt tüketimine de etki ediyor ve şehir içinde ortalama 100 km’de 6,5-7,0 litrelik tüketim verileri ortaya çıkıyor.

YAZI:KEREM TOKMAK